Bond "darısı başınıza" deyince ben de forum acemisi olarak sazan gibi atlamışım "güle güle kullan" falan diye..

Neyse Allahtan sedir sektirmemiş, hemen kibarca uyarmış. Dil konusunda da sedir'in ve Bond'un titizliğini sonuna kadar destekliyorum. Not: Soru eklerinin ("mi", "mu", vb.) yanısıra "dahi" anlamındaki "de-da" eklerinin de ayrı yazılmasına aman dikkat.
Ayrıca, "yaşlı" muhabbeti konusuna gelince; razz, clk, 2fast4u.. Buyrun, bu da benden bir yaşlı muhabbeti: Nike diye bir marka henüz yok. Şimdi ayağa düşen bez konversler zorlukla bulunuyor. Hatta Türkiye basketbol ligindeki oyuncular bez konverslerle çıkıyorlar maçlara. Levi's gene Levi's. Yaygın olarak kavuniçi üzeri siyah yazılı etiketlileri var. Ama en kıymetlileri kırmızı üzeri beyaz yazılıları, görenin gözünü alır. Ama Super Rifle, Lee (Şimdiki Lee'ler gibi değil o zamanki Lee'ler, çok güzeller. Lee Cooper gibi saçmalıklar icat bile edilmemiş), Wrangler, Roy Rogers markaları da çok popüler. ODTÜ'de kompüter (TDK "bilgisayar" kelimesini icat etmemiş henüz) var, İTÜ'nün de varmış galiba. Murat 124'ün günlük maliyeti 11 lira diye televizyonda reklamları oynuyor. Renault 12 çıkmış, Murat 124'çülerin "içi dar" propagandasına karşılık reklamlarında Hüseyin ALP'i (Türkiye'nin o zamanlarki tek 2 metre üzeri basketbolcusu. Garibim basketbolcu falan değildi aslında, köyde bulmuşlar, alıp basketbolcu yapmışlar. Sahada, pota civarında dururdu. Topu ona atarlardı, o da potaya atardı) oynatıyor.
sedir, aşina geldi mi bu yaşlı muhabbeti?