Haftasonu "Çanakkale 1915" filmini izlerken Atatürk'ün göğsüne şarapnel parçalasının gelerek saatinin parçalaması sahnesiyle birlikte aklıma şu soru takıldı;
"Parçalanan saat nerde?" Bu konuyu daha önce hiç düşünmediğimi farkettim ve internetten yaptığım araştırmayla ulaşabildiğim bilgileri sizlerle paylaşmak istedim. Bu saatin bir milletin geleceği için hayati öneme sahip olduğunu söylersek bence çok da abartmış olmayız. O saat olmasaydı ve Mustafa Kemal o şarapnel parçasıyla hayatını kaybetseydi tarih çok farklı bir şekilde yazılacaktı. Konu hakkında daha fazla bilgisi olanlar varsa paylaşımlarınızla konu daha faydalı olacaktır.
olayı atatürk kendisi anlatıyor:
10 ağustos 1915. conkbayırı'nı almak ve bütün boğaza hakim olmak için ingilizler 20000 kişilik bir kuvvetle günlerce kazdıkları siperlere yerleşmişler, hücum anını bekliyorlardı. gecenin karanlığı tamamen kalkmış, tan ağarmak üzereydi. 8. tümen komutanı ve diğer subaylarını çağırdım.
"mutlaka düşmanı mağlup edeceğinize inanıyorum. ancak siz acele etmeyin, evvela ben ileri gideyim, size ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız." bu durumdan askerlerini de haberdar etmelerini istedim. hücum baskın tarzında olacaktı. sakin adımlarla ve süzülerek düşmana 20-30 m. yaklaştım. binlerce askerin bulunduğu conkbayırı'nda çıt çıkmıyordu. dudaklar sessizce bu sıcak gecede dua ediyordu. kontrol ettim. kırbacımı başımın üstünde kaldırıp çevirdim ve birden aşağı indirdim. saat 04.30'da kıyametler kopmuştu. ingilizler neye uğradıklarıı şaşırmıştı. "allah allah" sesleri bütün cephelerde, karanlıkta gökleri yırtıyordu.
her taraf duman içinde ve heyecan her yere hakim olmuştu. düşmanın topçu ateşi gülleleri büyük çukurlar açıyor, her tarafa şarapnel ve kurşun yağıyordu. büyük bir şarapnel parçası tam kalbimin üzerine çarptı, sarsıldım, elimi göğsüme götürdüm, kan akmıyordu. olayı yarbay servet bey'den başka kimse görmemişti. ona parmağımla susmasını emrettim. çünkü vurulduğumun duyulması bütün cepelerde panik yaratabilirdi. kalbimin üzerinde cebimde bulunan saat paramparça olmuştu. o gün akşama kadar birliklerin başında daha hırslı olarak çarpıştım. yalnız bu şarapnel vücudumda kalbimin üzerinde aylarca gitmeyen derin bir kan lekesi bırakmıştı.
aynı gün gece, yani 10 ağustos günü, beni mutlak ölümden kurtaran ve parçalanan saatimi ordu komutanı liman von sanders paşa'ya hatıra olarak verdim. çok şaşırmış, heyecanlanmıştı. kendileri de altın cep saatini bana hediye ettiler.
bu hücumlarda ingilizler binlerce ölü bırakarak tamamen geri çekildi ve çanakkale'nin geçilemeyeceğini iyice anlamış oldular.
not: atatürk'ün sözlerini kültür bakanlığı'nın "atatürk" kitabından alıntıladım.
Atatürkün saatinin peşinde üç yıl
Alman Komutan Liman Von Sandersin, Çanakkale Savaşı sırasında kazanılan Conkbayırı Zaferi anısına Atatürke hediye ettiği altın saatin, Anıtkabirdeki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesindeki yerinde olmadığı ortaya çıktı. Bunu fark eden Çanakkale Turizm Tanıtma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Cemalettin Yıldız, saatin peşine düştü. Ancak müze yetkililerinden üç yıl sonra cevap alabildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1992 yılında Gelibolu Yarımadasında Atatürkün saatinin parçalandığı yer olan Conkbayırına yaptırılan Zafer Anıtına, Atatürkün manevi kızı Afet İnanın Güzel Sanatlar eski Genel Müdürü Mehmet Özelle yaptığı görüşme sonucunda kaleme aldığı, “Liman Von Sandersin 10 Ağustos 1915 gecesi Mustafa Kemale hediye ettiği altın saat, şu anda Anıtkabir Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesinde bulunmaktadır. Mustafa Kemalin kalbinin üzerinde parçalanan ve Sanderse hediye ettiği saat ise Almanyadadır.” yazısı üzerine Anıtkabire gelen Yıldız, saati görmek istedi. Ancak saatin müzedeki yerinde olmadığını anlayınca Anıtkabir Komutanlığından bilgi almak için girişimde bulundu. Ancak bu talebine cevap almak o kadar da kolay olmadı. 2003 yılında saatin peşine düşen Yıldız, müze yetkililerine sayısız dilekçe, mektup ve faks göndermesine ve araya tanıdık bürokratları koymasına rağmen bir türlü Atatürkün saatinin akıbetini öğrenemedi. Hattâ kendisine gelen telefonlarda müze çalışanı olduğunu iddia eden bazı kişiler, saati araştırmaması yönünde Yıldıza telkinlerde bulundu. Saati bulmakta kararlı olan yerel tarih araştırmacısı Yıldızın imdadına Bilgi Edinme Kanunu yetişti. Kanundan yararlanmak için emekli öğretmen Cemalettin Yıldız son bir dilekçe yazdı.
“Üç yıldır yaptığım yazışmalar sonucunda, Sandersin parçalanan saat karşılığı Atatürke hediye ettiği kendi altın saatinin Anıtkabir müzesi envanterinde bulunmadığı, Anıtkabir Komutanlığının resmî bir yazısıyla bana bildirildi. Sonrasında anıtı yaptıran ve yazıyı yazan Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne aynı şekilde bir dilekçe yazarak, bu yazının dayanağını sordum. Gelen resmî yazıda, Afet İnanın Güzel Sanatlar eski Genel Müdürü Özelle yapılan görüşme sonucunda yazıldığı söylendi; ama saatin akıbeti hakkında yine bilgi edinemedik. Son olarak Conkbayırındaki kitabenin değiştirilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurdum. Buradaki yazıyı okuyan vatandaşlar, saati Anıtkabirde arıyor. En kötüsü ise ziyaretçilere Atatürkün hatıralarının yanlış olduğu duygusu yaşatıyor. Çanakkale Turizm Tanıtma ve Araştırma Derneği ile Çanakkale Alan Kılavuzları Derneği olarak saatin bulunması için kampanya düzenlemeyi düşünüyoruz.” diyen Yıldızın mektubuna Genelkurmay Başkanlığı adına Anıtkabir Komutanı Topçu Albay Erdem Atalay cevap verdi. Atalay kısa mektubunda, “26 Şubat 2006 tarihli mektubunuzda General Liman Von Sanders tarafından 10 Ağustos 1915 gecesi Mustafa Kemal Atatürke hediye edilen saat Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi koleksiyonunda yer almamaktadır.” ifadelerini kullanıyor.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) öğretim üyelerinden, Çanakkale Savaşları araştırmacısı Yard. Doç. Dr. Ahmet Esenkaya ise saatin akıbeti hakkında ellerinde kesin bir delil olmadığını, kendisinin iki yıl uzman olarak görev yaptığı Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesinde böyle bir saate rastlamadığını söylüyor. “Conkbayırındaki taarruz esnasında Mustafa Kemalin göğsüne bir şarapnel parçası isabet etmiş; ancak cebinde bulunan saat, parçalanarak hayatını kurtarmıştır. Mustafa Kemal, taarruzun başarılı olması sonucunda bu saati Liman Von Sanderse hediye etmiştir.” diyen Yard. Doç. Dr. Esenkaya, bu olayın Kurmay Albay Haydar Mehmetin hatırasında şöyle anlatıldığını belirtiyor: “Ordu kumandanı Mareşal Liman Von Sanders, bizim karargâhımızdan Conkbayırı Harekatını takip ediyordu. Mustafa Kemal Beyin taarruzunun muvaffakiyetle geliştiği haberleri bizi sevindiriyordu. Akşama doğru Mustafa Kemal, Sanderse izahat verirken, Conkbayırına tırmanmaya çalışan düşmana karşı işaretimle askerlerimi süngü hücumuna getirdim ve düşmanı denize kadar sürdüm. Bu esnada göğsüme bir mermi parçası isabet etti, saatim kırıldı. Bu saat benim canımı kurtardı. Müsaade ederseniz, bugünkü başarının bir hatırası olarak size takdim edeyim. diyerek Sanders Paşaya saati verdi. Sanders de büyük bir mutlulukla saati aldı. Karşılık olarak kendi altın saatini Mustafa Kemale verdi.” Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesinin koleksiyonu arasında yer almayan saatin nerede olduğu hususunda şu ana kadar hiçbir resmî açıklama yapılmaması, şüpheleri her geçen gün daha da artırıyor.
Liman Von Sanders kimdir?
Liman Von Sanders, Kasım 1913te Alman askerî heyetinin başkanı sıfatıyla Türkiyeye gelmiş ve Türk hükümeti kendisine orgeneral rütbesi vererek 1. Ordunun komutasını devretmişti. Mareşal Sanders, Alman ordusunun en yaşlı ve tecrübeli komutanlarındandı. Türk ordusunun, onun tecrübeleri sayesinde gelişebileceği düşünülmüştü. Çanakkale cephesine atanmadan önce de birçok görevleri oldu. Özellikle Enver Paşanın Sarıkamış harekâtını olumsuz değerlendirmiş, kış şartlarının imkansızlığını dile getirmiş; ancak kimse kendisini dinlememişti. Aynı şekilde Kanal Harekâtının da yapılmaması gerektiğini, birliklerin sayısının böyle bir harekât için az olduğunu söylemişti.