Genel Mekanizmalar Hakkında

Tüm Genel Saat Konuları Üzerine Paylaşımlar
Forum kuralları
Sayın Üyeler TSF'ye Hoş Geldiniz. Genel Saat Sohbeti Bölümümüzde Saatlerle İlgili Diğer Spesifik Konu Başlıklarımız Haricideki Sohbet ve Paylaşımlarınızı Yapabilirisiniz. Düzenli ve Anlaşılabilir Bir Ortam Olması Amacı ile Lütfen Mesajlarınızı Yazım Kurallarına Uygun Formatta Yazmaya Gayret Ediniz.

İyi Forumlar Dileriz

TSF

Re: Genel Mekanizmalar Hakkında

Mesaj mturann » 17 Nis 2020, 11:22

Bu başlığı yaklaşık bir saattir en başından tekrar sindire sindire okuyorum.
Katkı yapanlara teşekkürler
Kullanıcı avatarı
mturann
 
Mesajlar: 4542
Kayıt: 13 Kas 2014, 18:00

Re: Genel Mekanizmalar Hakkında

Mesaj Ytk21 » 20 Nis 2020, 11:12

sieger yazdı:@Ytk21 yorumunuz icin tesekkurler, bi sorum var, P dufour? PP? Ney? Nasil gittiniz ne yaptiiz fotograflar var mi? Asil bunu dinlemek lazim! :super:


Sieger, açıkçası markalar fabrikalarda fotolara müsaade etmedikleri için pek foto paylaşamam ama Ender üstadın paylaştığı linkteki fotolar benim çektiklerimdi. P. Dufour ile herhangi bir randevum olmadan, JLC ziyaretinden sonra çatkapı görüşmüştüm. Muazzam derecede sıcak kanlı birisi, hiç ikiletmeden kabul etmişti içeriye.
Girdiğimizde Grand Sonnerie üzerinde çalışıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam 9. ve sonuncu model demişti. 9 aydır üzerinde çalışıyorum 1-2 aya bitireceğim demişti. Fotolarda elimde tuttuğum Simplicity'lerden ufak olan da 000 kodlu prototip modeldi kasadan çıkarttı getirdi. Kendi kolleksiyonundan da çok güzel parçalar çıkartmıştı o gün. 1-2 saat kaldık ama çok keyifle geçen bir zamandı.
Kullanıcı avatarı
Ytk21
 
Mesajlar: 5
Kayıt: 09 Mar 2020, 23:27

Re: Genel Mekanizmalar Hakkında

Mesaj sieger » 20 Nis 2020, 12:03

Ytk21 yazdı:
sieger yazdı:@Ytk21 yorumunuz icin tesekkurler, bi sorum var, P dufour? PP? Ney? Nasil gittiniz ne yaptiiz fotograflar var mi? Asil bunu dinlemek lazim! :super:


Sieger, açıkçası markalar fabrikalarda fotolara müsaade etmedikleri için pek foto paylaşamam ama Ender üstadın paylaştığı linkteki fotolar benim çektiklerimdi. P. Dufour ile herhangi bir randevum olmadan, JLC ziyaretinden sonra çatkapı görüşmüştüm. Muazzam derecede sıcak kanlı birisi, hiç ikiletmeden kabul etmişti içeriye.
Girdiğimizde Grand Sonnerie üzerinde çalışıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam 9. ve sonuncu model demişti. 9 aydır üzerinde çalışıyorum 1-2 aya bitireceğim demişti. Fotolarda elimde tuttuğum Simplicity'lerden ufak olan da 000 kodlu prototip modeldi kasadan çıkarttı getirdi. Kendi kolleksiyonundan da çok güzel parçalar çıkartmıştı o gün. 1-2 saat kaldık ama çok keyifle geçen bir zamandı.


Abi inanilmaz bir sey ya, ufak bir sey icin 1 sene odaklanip calisiyorsun. Gercekten inanilmaz bir sabir, azim, her sey yani, bunlarin paha bicilemez olmasi ne kadar normal. Tabi sonra bakim gerekince napiyorlar, o cok feci bir problem olabilir :)
instagram.com/archpatek
Kullanıcı avatarı
sieger
 
Mesajlar: 717
Yaş: 36
Kayıt: 18 Kas 2015, 13:01
Konum: Ankara

Re: Genel Mekanizmalar Hakkında

Mesaj SeiKinetic » 20 Nis 2020, 20:46

Konu, tahmini zor olmayan şekilde "o saat o kadar eder mi?" paradoksuna evrilmiş olsa da üstatlar toparlamış :champ:

Naçizane görüşümü ben de bildirerek konunun ilerlemesine katkıda bulabilmek isterim.

Öncelikle Rolex'e enine boyuna değinmek istemiyorum. Cellini, DJ, OP gibi modellerin bazı ref.lerini saymazsak toolwatch klasmanına daha yakın ve bir toolwatch'ta kasa işçiliği, su geçirmezlik, ilgili modellerde helyum valfi, vidalı tepe gibi; mekanizmadan ziyade kasa donanımı söz konusu oluyor. Başarılı pazarlama stratejilerinin de katkılarıyla, bugün ben dahil "Ömür boyu kullanmak zorunda olduğun tek saat hakkın olsa ne olur?" sorusuna cevabım kendilerinin herhangi bir tool'u (muhtemelen Sub) olurdu. İkinci el değeri, bilinirliği, güvenilirliği, dengeli bir para birimi gibi değerini koruması ve hatta üzerine koya koya ilerlemesi, hızlı piyasası, kalite hissi, butik efsaneleri, şeytan tüyü, replika ve homage deryası derken, daha sayamayacağımız yüzlerce sebepten dolayı Rolex bugün şu anki konumunda oturuyor. (Yazar burada Rolex'ten övgüyle söz ediyor.)

Konumuza gelecek olursak, bir mekanizmayı iyi yapan bence zaman tutuşu değildir. Mekanizma, saate ait bir elemandır. Kayış gibi, toka gibi, cam gibi. Camdan fiziğe aykırı koşullar dışında kırılmamasını, çizilmemesini beklersiniz. Kayıştan 1 ayda yıpranmamasını, sebepsiz kopmamasını beklersiniz. Mekanizmadan da doğal olarak işlevini yerine getirmesini, asıl amacı olan zaman tutmayı yerine getirmeyi beklersiniz. Hiçbirimiz "Cal. xx04 çok çok iyi, 10 dakika geri kalıyor!" demeyiz.
Eskimiş, bakımları yapılmamış, paslanmış, yıpranmış, kırık-eksik parçası olan mekanizmaları saymazsak; şu an bildiğim kadarıyla seri üretimli saatler arasında en büyük sapma/tolerans değerini veren marka Seiko. Cal.4R35/36'yı ele alalım. Kitapçık verileri -35/+45 saniye/gün şeklinde. Şahsen ben bu değerleri tamamen Japon garanticiliğine veriyorum. "Biz yazalım da n'olur n'olmaz" hesabı... Manyetize olmamış, düşmemiş, üretim/birleşim hatası olmayan yeni bir 4R35'in, maksimum 1-2 ay doğal kalibrasyondan sonra kitapçık verilerini doğruladığına, 45 saniye sapma yaptığına şahit olmadım.
Buradaki 'sapma', en çok denk geldiğim yorumlama farkına uğrayan konudur. Bir kol saati, ölçüme başlanan andan 24 saat sonra 15 saniye ileriye gitmişse; bu saat 15 saniye mi sapmıştır? Yoksa 30 saniye geri kalıp 45 saniye ileri giderek 75 saniye mi sapmıştır? Bu paradoksu da "İnşallah hep 5 saniye geri kalıp 5 saniye ileri gider." dileklerimle size bırakayım :)

Birçoğumuzun "kötü" olarak addedeceği, tercih etmek istemeyeceği, üzerine konular açacağımız 60 saniyelik geri kalmayı mevcut varsayalım.
1 gün: 24 saat * 60 dakika * 60 saniye = 86400 saniye.
1 dakika geri kalmış saat: 23 saat * 59 dakika = 86340 saniye.
Bir günde 86.400 saniye sayması gereken saatimiz maalesef 86.340 saniye sayabilmiş.

Sonucu değiştirmeyecek de olsa 28.800 (8 bpsec) vuruşlu ortalama bir mekanizmayı da hesaba katalım:

86400 * 8 = 691.200 bph
86340 * 8 = 690.720 bph
Amiyane tabirle bir günde 691.200 kez 'doğru' yapması gereken mekanizmamız bir şekilde 480 kez hata yapmış...

Basit bir oran/orantıyla, bu "berbat" mekanizmanın ne kadar dakik (accuracy-accurate) olduğuna bakacak olursak, saatin dakikliği %99,93'ün biraz üzerinde. "Yüzde 99.93"

Diğer bir tabirle, işini en kötü yapan mekanizma bile zamanı %0,06 yanlış gösteriyor.

Yarım saat geri kalan vb.saatleri saymıyorum, yukarıda bahsettiğim üzere. En iyi ihtimalle bakımsızdır, arızalıdır.
(ÖM ile hesap hatasını belirten @sphinx üstada teşekkürler. 24'ü görünce 24 dakika saptırmışım saati, ona rağmen %98.33 çıkmıştı :D )

Kısacası; "iyi mekanizma" kavramını, doğru zaman tutuşla yanyana koyamam. Koyana ve mümkün olan en iyi dakikliği arayana tabii sonuna kadar saygı duyarım. COSC'lar, Superlative Chronometer'ler... Bunları yapmak ayrı bir sanat, ayrı bir işçilik, ayrı bir tecrübe, apayrı üretim/birleşim ekipmanları ve ekstra onlarca parça gerektirir ki yukarıdaki %0,67 oranını %0.01'lere çekmeye uğraşmak... Takdire şayan.

Benim için bir mekanizmayı "iyi" yapan faktör, bir çok elementin, sürecin, kontrolün, emeğin birleşiminin sonucudur. 3 ana başlıkta özetlemek gerekirse:

-Finishing
Ben dahil birçoğumuz, 200$ ya da 200K$ farketmeksizin arka camdan baktığında onu estetik, göze hitap eden bir şeyler karşılasın istiyor. Ancak finishing sadece bunu sağlamakla kalmıyor. Onlarca, bazıları yüzlerce parçadan oluşan bir bütünün -ki bu bütün ortalama 3 cm'lik, yüzeyi bile olmayan, konulan tüm kolların, dişlilerin, çarkların, yayların, ayakların vs. fizik kanunlarıyla beraber oluşturduğu bir birleşimdir- her bir ekipmanının, parçasının en uygun şekilde düşünülmesi, tasarlanması, üretim fizibilitesinin yapılması, uygun alaşım ve karışımların hazırlanması, üretilmesi, biçimlendirmesi, renklendirmesi... Bunlar inanılmaz süreçler.
Örneğin, A.Lange & Söhne - 1815 Tourbillon'un, tourbillon köprüsünün yukarı bakan kısmını ele alalım. Bir kısmını yukarıda saydığım ve sayamayacağım onlarca diğer üretim aşamasını geçtikten sonra, hali hazırda kendine has rengi olan, kusursuz metalin tam anlamıyla "şimdi oldu" denilebilmesi için bile; yalnızca o işten sorumlu personelin, elindeki köprünün yalnızca o 2-3 mikronluk kısmını bir çinko alaşımına saatlerce, bazen günlerce sürtüp durmasıyla mümkün olabiliyor. Ortalama 1 günlük bu süreçteki bir anlık dikkatsizlik maalesef köprünün kalite kontrolünden geçemeyip çöpe gitmesiyle sonuçlanabiliyor -ki bu köprü bir çark, pandül, zincir vb. gibi inanılmaz hassasiyet gerektiren bir ekipman değil. Anthony de Haas affetsin, düz bir metal parçası :) Ve bu mekanizmanın içinde bu köprüden daha fazla işçilik, emek, oyma, biçimlendirme, renklendirme, hassasiyet gerektiren en az 250 komponent mevcut.

-Komplikasyonlar
Yazının başında zaten belirttiğim üzere, mesele zaman tutmak değil. Zamanı nasıl tuttuğu ve tutarken, asıl amacının yanında kullanıcısına ne gibi hediyeler sunduğu ve sunduklarının yanında nelerden ödün verildiği burada öne çıkıyor. Eğer Minute Repeater olduğu için saat geri kalıyorsa, şahsen bu komplikasyonu talihsizlik olarak görürüm. Ancak, bu komplikasyona, ilgili komponentlere binen ekstra yüke ve göreve rağmen işini kusursuz yapabiliyorsa, o zaman saygıyı hakeden bir komplikasyondur. Toolwatchları yine ayırmak gerekiyor ki kullanım alanına göre bulundurması elzem komplikasyonlara şahsen komplikasyon olarak değil, gereklilik olarak bakıyorum ve okuluna giden bir öğrenciyi, okula gittiği için övmekle eşdeğer görüyorum.

Bildiğimiz üzere onlarca farklı komplikasyon mevcut. Horolojinin uç noktalarından birini hatırlayacak olursak; yaklaşık 10 milyon USD'ye satıldığı tahmin edilen, "57" komplikasyonlu, neredeyse hepsi birbirinden farklı "2800'ün üzerinde" parçayı bir avuç içi büyüklüğündeki bünyesinde barındıran, 3 büyük usta tarafından 8 yıla yakın bir sürede üretilen sanat eserlerinden bahsediyoruz. Evet, Cal.3750 Vacheron Ref.57260. Burada yazılan-çizilen her şey dile kolay. İnceleyebildiğimiz kadar incelemek ve incelerken akli dengeyi kaybetmemek gerek. Bu 57 adet komplikasyonun neler olduğu internet üzerinden ulaşılabilir. Bunların 7'si, sadece alarm ile ilgili. Bu cümleyi yazarken bile başıma ağrılar girdi.

Bunun dışında, her ne kadar bayılarak bakmıyor olsam da, çoğumuzun zaten bildiği Jaquet Droz gibi markaların komplikasyonları incelenmeli.


-Güvenilirlik
Güvenilirlik; çalışma sıcaklığı, manyetik direnci, darbe direnci gibi bilimsel değerler aşılmadığı sürece; işine, yani zaman tutmaya devam edip edemeyeceğidir benim için. Burada, mekanizmanın alamet-i farikası, yine (varsa) komplikasyonlara rağmen işini nasıl yaptığı ile ilgilidir. Çoğu mekanik saatimizin kalbi olan hairspringlerde zaman içerisinde yüzlerce yenilik ve değişim gerçekleşmiş. Fusée-Chain'den, SPRON'lara, silikon bazlı kompozisyondan, çeliklere... Sıradan bir örnek vermek gerekirse; 'basit' bir Seiko Cal.6R15 hairspringi manyetize olmayı engellemek adına; önceki versiyon SPRON 100, Kobalt-Nikel-Krom-Molibdem ve diğer bazı kimyasal elementlerden oluşan SPRON 510'a evrilmiştir. Bu kimyasal kompozisyon ve ortaya çıkan durum, Seiko'nun kullanıcısını ve mekanizmalarını önemsediğini, gelen şikayetleri değerlendirdiğini, ar-ge'ye gereken önemi ve dikkati verdiğini gösterir.


Yukarıda saydığım 3 ana etmenin benim için olan önem sırasında güvenilirlik daha ön plana çıkıyor.
Ancak, diğer birçok şeyde olduğu gibi, bu durum da maddiyat ile ölçülüyor ve amiyane tabirle "ne kadar ekmek o kadar köfte" durumu ortaya çıkıyor.
Hem güvenilir, hem komplike, hem üst düzey finishinglere sahip bir saat, doğal olarak 300$ olmuyor, olamıyor, olmamalı. "Hepimizde olsa, hepimiz o zevke varabilsek keşke" demek ütopya. Tek bir adedine, bazen yıllarca emek veren usta 50$ mı hakediyor?
Komplike ama güvenilir olmayan bir saatten bahsetmeye gerek duymuyorum.
Bu 3 başlığın en ulaşılabilir olanı güvenilirlik. 50 dolarlık, 50 yaşında bir İsviçreli, bugün birçoğumuza hala aynı güveni verebiliyor.

Yeri gelmişken, sürekli dolar kuru ile konuşmak beni de bazen rahatsız ediyor ancak ben bu yazıya başlamadan önce ve bitirdikten sonra arada 10 kuruşluk bir fark oluşacağını bildiğim için dolar deyip duruyorum, affola.


Konuyu kısaca toparlamak gerekirse,

- İşini düzgün yapan şok emici
- Manyetize olmayı engelleyici geliştirme; nötralizer veya anti-manyetik komponent
- Ağırlık, denge gibi fiziksel hesaplamaları üzerinde düşünülerek, uğraşılarak tasarlanıp üretilen komponentler
- Temel komponentlerin(tij, 3. dişli vb.) ham madde ve üretim kalitesi
- Hemen her üretim aşamasında ve bant sonunda kalite kontrolü
- Tüm komponentlerin birleştirilme ortamı ve tekniği
- Sayılamayacak yüzlerce aşamadan sonra son haline kavuşan mekanizmanın mümkün olan en hassas zamanı yakalayabilmesi için doğru kalibrasyonu

Yukarıda saydığım temel etkenlerin her birini; hedef kitlesine ve maddi ölçüte uyarlayarak, en uygulanabilir biçimde hayata geçirebilen, üretim sürecinde barındıran, el işçiliği veya daha yüksek adet/hedef sayı odaklı seri üretim farketmeksizin bizlere sunulabilen mekanizma "iyi" mekanizmadır.

Saygılar.
En son SeiKinetic tarafından 20 Nis 2020, 21:45 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
Tutto ha una maniera.
Kullanıcı avatarı
SeiKinetic
 
Mesajlar: 867
Kayıt: 08 Tem 2016, 10:14
Konum: Ksk

Re: Genel Mekanizmalar Hakkında

Mesaj eyimen » 20 Nis 2020, 21:17

Süper bir yazı, elinize sağlık :thumbup:
Okurken yoruldum :champ:
Kullanıcı avatarı
eyimen
 
Mesajlar: 2421
Yaş: 43
Kayıt: 13 Tem 2015, 22:54

Re: Genel Mekanizmalar Hakkında

Mesaj mturann » 21 Nis 2020, 13:11

SeiKinetic muhteşem bir yazı olmuş.
Ellerinize sağlık.
Paylaşım ve emekleriniz için teşekkürler :thumbup: :thumbup: :thumbup: :thumbup: :thumbup:
Kullanıcı avatarı
mturann
 
Mesajlar: 4542
Kayıt: 13 Kas 2014, 18:00

Re: Genel Mekanizmalar Hakkında

Mesaj vysaknc » 21 Nis 2020, 14:29

Arkadaşlar foruma baktım ama tam olarak cevabını bulamadığım bir sorum var ,mekanizmalardan 23 taşlı.21 taşlı vs. olarak bahsediliyor, bu taşlar ne taşıdır,görevleri nedir,arka cam kapaklardan gördüğümüz renkli taşlardan mı bahsediliyor,taş sayısının artması ve eksilmesi mekanizmada neyi etkiliyor, diye sorar herkese Selamlarımı iletirim..
Hırs sebebi hasarettir..
Kullanıcı avatarı
vysaknc
 
Mesajlar: 1104
Yaş: 51
Kayıt: 07 Mar 2017, 17:01
Konum: Antalya

Re: Genel Mekanizmalar Hakkında

Mesaj Bond » 21 Nis 2020, 16:01

vysaknc yazdı:Arkadaşlar foruma baktım ama tam olarak cevabını bulamadığım bir sorum var ,mekanizmalardan 23 taşlı.21 taşlı vs. olarak bahsediliyor, bu taşlar ne taşıdır,görevleri nedir,arka cam kapaklardan gördüğümüz renkli taşlardan mı bahsediliyor,taş sayısının artması ve eksilmesi mekanizmada neyi etkiliyor, diye sorar herkese Selamlarımı iletirim..


Bond 01 Ara 2010 13:09'da yazdı:
padcom yazdı:Rotor'un üstünde 25 jewels swıss made yazıyor jewels neyi ifade ediyor?


Padcom, Jewel Türkçede taş olarak tabir edilebilen minik sentetik kristallere verilen addır. Bu minik taşlar mekanik parçalar arasında sürtünmeyi ve aşınmayı azaltmak amacı ile kullanılıyor. Jeweller metale göre ısıya daha dayanıklı ve yağı ( lubricant olarak tabir etmek daha doğru, yağ dışında kullanılan maddeler var çünkü ama temelde hepsi yağ bazlı ) daha uzun süre tutma özelliğine sahip. Önceleri saat üretiminde doğal taşlar kullanılıyordu fakat daha sonra maliyeti düşürmek amacı ile sentetik bazlı yapay taşların kullanımı yaygınlaştı. Çok sert ana yapıları sayesinde aşınmayı en aza indirirken, yumuşak yüzeyleri sayesinde de metal mekanik parçalar arasındaki sürtünmeyide azaltıyorlar. Komplikasyonlu saatlerde birbiri ile bağlantılı daha çok mekanik metal parça olduğu için bağlantılı birleşme yerlerinde kullanılan jewel sayısıda genelde artıyor. Saat üreticileri arasında en uygun görülen kavram saatin ihtiyacı olan optimum sayıda taşın kullanılması. Yani çok taş kullanılan saat daha iyidir diye bir durum bulunmuyor. Bu taşların maliyeti oldukça düşük zaten yaklaşık $ 0.02 US gibi adet fiyatı var. Jewel sayısından daha önemli olan konu bu minik sentetik taşların saatin mekanizma yapısı içerisine ve parçaların arasına yerleştirilme dizaynı. Projelendirilen başarılı bir dizayn ile az sayıda taş kullanarakta performanslı ve dayanıklı bir saatte üretmek mümkün.


modern60 yazdı:Merhabalar. sevgili Bond taşlar hakkında verdiğin bilgiler çok güzel. Bir şey çok önemli. Bu taşlar, çarkların ortasından geçen millerin alt ve üstlerine gelecek biçimde, baskı dediğimiz ve saatlerin mekanizma çark ve sistemlerinin yatay olarak sabitlenmesini yapan köprülerin üzerine monte edilmişlerdir. Böylece, metalin metal içerisinde(millerin uçları bu baskıların içerisinde) döndüğünde oluşabilecek sürtünme ve erozyonu bu taşlar sayesinde hemen hemen yok ediyoruz. Yağ ise, hem taşa hem de çark milinin alt ve üst noktalarına konur. Hatırlatma gereğini düşündüm.


modern60 yazdı:Bu arada Jewels yada taşlar ile ilgili bir bilgi daha vereyim. Taşların az yada çok olması, saat makinesinin tasarımıyla yakından ilgilidir. Az yada hiç komplike olmayan saatlerde taş sayısı az iken, üç kol ve takvimli bir saat mekanizmasının üzerine bir DD kronograf modülü konulduğunda artar. Mesela ETA 2824-2 25 taşlıdır ama, üzerine bir DD2030 kronograf modülü takıldığında 53 talşı olur. Ya da ETA 2982-2A gibi bir makine 21 taşlı iken,aynı DD modülle 39 hatta 41 taşa kadar çıkar(ETA2894-2 bir örnektir) Komplikasyonlar artıkça taş sayısı da, çarkların millerinin artması sonuucu doğal olarak artarlar. Özet olarak, taş miktarının az yada çok olması o saati değerli kılmaz. Ama saatlerde bu taşların, baskı üzerine yerleştrilmesi sırasında,yüzük kullanılması, işçiliği ve taşların yerlerinde sabit kalmasını güvenceye aldığından değerlidir. Bu tip yüzükler genellikle A. Lange&Sohne, Glashütte ve bazı Blancpain ile JLC makinelerde kolayca görülür. Taşın dışında altın bir yüzük vardır.Bu yüzükler hailiyle aşağıya foğru koniktirler ve taşları çevrelerindeki üç adet vida ile sıkıştırırlar. Bu yüzükler yoksa taşlar, baskılara itilerek çentiklerinden yerleştirlmiştir. Bu yüzüklere yabancı dillerde chaton denir. Bu ismi gördüğünüzde, taşların çevrelerinden sıkıştırılıdığını anlayabilirsiniz.
Kullanıcı avatarı
Bond
Administrator
 
Mesajlar: 14095
Yaş: 49
Kayıt: 14 Eki 2009, 21:36

ÖncekiSonraki

Dön TSF Genel Saat Sohbeti - General Watch Discussion

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: hknmtn, LynXMaSTeR ve 343 misafir

   
   
TSF Partner Brands & Medias
Ancon
Arnold & Son
Ateliers deMonaco
Audemars Piguet
Badollet Geneve
Bell & Ross
Breitling
Chopard
Concord
Gucci
Hautlence
Hublot
Linde Werdelin
Maîtres du Temps
Manufacture Royale
Oris
Parmigiani Fleurier
Snyper Geneve
Steinhart
Watchonista
                                          

     Facebook  Twitter  Instagram  Youtube  RSS Portal    |    Gallery    |    Blog    |     Advertise / Reklam / Contact      
 

All brand names and trademarks are the property of their respective owners