TSF - Türkiye Saat Forumu - Dünya'nın En Çok Ziyaret Edilen Türkçe Saat Sitesi

Herşey eskimeyen saati bulma arayışıyla başlamıştı. En güvenlisi çelik çok kolay olmasada çiziliyor, darbelerde eziliyor ama bir yere kadar kolayca da tamir edilebiliyordu. Titanyum biraz daha yumuşak bir malzemeydi ancak üzerindeki çizikler maddenin yapısı itibariyle zamanla belirginliğini yitiriyor ve kasanın rengi gittikçe koyulaşıyordu. Kıymetli metallere bakmaya hiç gerek yoktu, çizilme konusunda hepsinin ünü oldukça kötüydü çünkü çok sertlik dereceleri çok düşüktü. Bu düzen yıllarca böyle devam etti.

Bu tip çizilme sorunlarından kurtulmak için yeni malzeme arayışına giren üreticilerin en büyük silahlarından biri seramikti. Yıllar önce rado ile başlayan seramik çılgınlığı günümüzde birçok üst düzey saat üreticisinin kolleksiyonunu yeniden şekillendiriyordu. Ansızın seramikle ilgili sorunlar çıkmaya başladı. Evet çok sertti, çizilmiyordu hatta çiziyordu ama kolayca kırılıyordu. Bazı üreticiler ise kaplama konusunda uzmanlaşmaya başlamışlardı. Bu sayede kaplanılan kasanın yüzey sertliği artıyor ancak zor da olsa oluşan çizikler tamiri iyice güçleşiyordu.(çözüm kaplamayı söküp yeniden kasaya uygulamaktı) Seramiğin kırılganlığı üzerinde yeni malzeme arayışına giren üreticiler ilginç başarılara-başarısızlıklara imza attılar. Bu konuda başı çeken firmalardan biri olan Richard Mille'nin kasalarında kullandığı elementlerin isimlerini okuyunca saat değilde çok gizli bir araştırma projesinin taslaklarını okuyor gibi hissediyorum. Bu seferde maliyet sorunları çıkmaya başladı. Öyleki karmaşık yapılı bir alaşımın imalatı, kıymetli metallerden yapılan bir kasanın imalatından birkaç kat daha fazla olabiliyordu. Sonra bir yerlede karbon hayatımıza girdi, zaten hep hayatımızdaydı da saatlere girdi diyelim. Bu havalı isimli ve görünüşlü malzeme hafifliğiyle dikkat çekerken, zaman içerisinde liflerine ayrılmasıyla bazı kişileri kendinden soğuttu.

Neyse gelelim asıl meseleye. Bende bu eskimez saati arayanlardan biri olarak panerai'nin geçen sene çıkardığı kompozitle epey heyecanlanmış hatta birazda şaşırmıştım. Kırılmıyordu çünkü ana maddesi alüminyum oldukça yumuşak bir metaldi. Çizilmiyordu çünkü yüzey sertliği neredeyse safir kadardı. Çok hafifti, rengini de beğenmiştim. Alkolle arası iyi değldi(temas eden yerin rengi değişiyordu) ama o kadarda olsun demiştim. İşte aradığım malzemeyi bulmuştum. Herşey gayet güzel gidiyordu, ta ki bu fotoğrafları görene kadar.




Gördüğünüz üzere bu kullanıcılar kasadaki beyazlamadan ve soyulmadan şikayetçiler. Kimiside kendi saatinde böyle bir sorun olmadığını söylüyor. İşin ilginç yanı saatin kullanım kılavuzunda yer alan bu satır kafa karıştırıyor.

Are strictly excluded from the international guarantee, in particular, scrapes, scratches, oxidation and loss of color, finish or material.

Buda ekstra olsun. PAM292 seramik radiomirin PVD kaplanmış paslanmaz çelik arka kapağı.



Uzun lafın kısası, çelik yada titanyum, sanırım en iyi ikili bu. Gülü seven dikenine katlanır mı yoksa bu sorunlar saate özgü problemler mi? Panerai'den cevap bekleniyor, gelişmeleri bu başlık altında aktarmaya devam edeceğim.

Guzel yazmissin Doruk, bilgiler icin tesekkurler. Kilif bulmadan aciklama yapmalari gerek gercekten. Bonati "ne hos, ne tatli, ne de munis patina aliyor bu composite kasamiz" demesin en son

drk çok teşekkürler çok eğitici bir yazı olmuş ellerine sağlık

bide şunu merak ettim bu composite kasaya ne olmuşta soyulmalar oluşmuş terden olabilirmi?ben gözlüklerimde sap kırılmaları veya ortadan ikiye ayrılmaları yaşayınca gözlükçüden sağlam paraya sağlam bi çerçeve aldım titanyum kaplama 1 sene içinde onunda başına aynı şey geldi sonra araştırdım terin yiyemeyeceği metal yokmuş diye öğrendim bu compositte malzemede bir tür metal alaşımımıdır?

Ya bende senin saatte aynı durum olduğunu düşünenlerdendim. Neyse yanlış alarm.

drk, başlığı zaten istemeyerek, içim cız ederek açmıştım ve yazıyı okuyunca oldukça üzüldüm.. Geçmiş olsun..

Şimdilik iki şüpheli var bu durumun sorumlusu olarak. Birincisi ter, ikincisi ise üretim aşamasında saatin yüzeyinin kirli olması. İlginç şekilde çok sıcak yerlerde sürekli olarak saatini sorunsuz kullanan kişiler mevcut. İkinci ihtimale göre ise temiz olmayan alüminyum yüzeyin kaplanmasıyla yüzeyde kalan yabancı partiküller bu soruna yol açabilir gibi gözüküyor. Bende şu anda paneristideki tartışmayı size aktarıyorum. Bana kalırsa ilk ihtimal daha mümkün görünüyor.

Her ne olursa olsun panerai gibi bir şirketin böyle bir sorunla karşılaşmaması gerekirdi. Şu anda yapılabilecek tek şey sorunlu saatleri olabildiğince hızlı bir şekilde eski haline kavuşturmak. Panerainin ceosu Angelo Bonati'nin bu konularda hassas biri olduğunu düşünüyordum. Daha önceden okuduğum bir yazıyı aktarmak istiyorum.

Bonati için kompozitin anlamı büyüktü çünkü saat yapımı için mükemmel malzemeyi bulduklarını düşünüyordu. Kahverengi malzemenin rengi değildi, özellikle seçilmişti dolayısıyla ilerde başka renklerde kompozit kasalar da çıkarmak mümkün olacaktı. Kendisi bizzat bu tür malzemeleri satış öncesi test ediyordu.



Fotoğrafta kendisinin kolundaki 47mm luminor 1950 kasaya sahip seramik bir prototip görünüyor. Bu saatin üretimi planlanmış ancak 47mmlik kasanın ağırlığı seramik boynuzlar tarafından sağlıklı bir şekilde taşınamadığı için daha güvenli bir yöntem bulunana kadar ertelenmişti.

Bakalım ilerleyen günlerde ne gibi gelişmeler olacak?

"Saf" malzeme iyidir.
Kaplama ise kötüdür.
Alaşım mı? O da malzemelerin geçimine bağlı olsa gerek.
Saf malzeme yıllar sonra bir parlatma, fırçalama sonrası yine eski güzelliğine yaklaşır. Tabii ki bunun da tekrarlanabilme sorunu vardır ama yine de saf malzeme iyidir.
Benzer durum eskiden meşe parke yapılan ev zeminlerinin laminat parke adıyla kağıtla kaplanmış tutkallı ağaç yongası ile kaplanmasında da yok mu? Eskiden parkeler çizilip kirlenince sistre cila yapılır ve bu işlem de üç kez kadar tekrar edilebilirdi. on yılda bir tekrar etseniz sonuçta 40 yıl kullanırdınız ki, ondan sonra da yenilemek insana bir huzursuzluk vermez zaten. Laminat parkeniz bozulunca söküp yenisini yaptırmanız gerekiyor.
Kaplama ve kompozit malzeme kullanımı da bunun gibi bir durum.
Dilerim örneklerdeki sorunlar senin başına gelmez Drk.

Panerai'nın kullanıcıya değer verip saatleri değiştireceğini düşünüyorum. Umarım senin saatinde böyle bir sorun olmaz Doruk.