

ve saatim bugun elime ulaştı. öncelikle yapacagım tespit bu nadide eserin sunumu ile alakalı yani kutusuna. çok guzel ve pratik tasarlanmıs incelemesi ve dizaynı ayrı guzel, en az saat kadar incelenmesi ve detaylarına dikkat edilmesi gereken bir husus, sunulan ürünün tüketiciyle ilk temasının saglandıgı nesne olması itibari ile ve özel olarak bu tip argumanlara daha özenli olan bireylere bir "hoşgeldin" begenisi ve kalitenin kokusunun dısarı sızmış hali olarak görüyorum. Buram buram kokular burna gelmeye başladı.. Tissot, şahsım adına bu durumda sınıfı geçmiş bulunmakta. Kutudan katalog ve Tissot'nun tarihini anlatan bir kitapçık çıktı. şimdilik sadece fotograflarına bakmakla yetindiğim bu kitapçığı okuması da en az bu inceleme kadar zevk verecektir.
Saat hakkında söylenebilenecek en net cümleler, kalite ve sadeliğin Tissot'un marka ve geçmişine duydugu saygı ve prestij ile gunumuz şartlarının getirdiği yenilik ile abartılmadan, aşırıya kaçmadan tamda kıvamında eritilmesi diyebilirim. saat marka geçmişi olarak klasik, fakat görüntü olarak klasik+modern+spor üçlemesine rahatlıkla sokulabilecek tarzda. olumsuz olarak söyleyebilecegim tek şey, Nicky'nin belirttiği gibi deri kordonun nispeten kalitesiz görüntüsü ve zamanla deforme olacak hali. Bunun akrep çok az daha küçük yapılabilirmiş ilk alışma sürecinde yelkovan ile farkı çok küçük de olsa ayırdetmek gerekebilir, bu önemli bir kısta değil. Tissot yazısı eski amblem olması sebebi ile harika duruyor. Şimdiki yavan ve cin ali fontu kıvamındaki berbat fontlarına en az 1000 çeken bir amblem. Böylesine köklü ve prestijli bir firma neden logosunu değiştirir anlamak mumkun değil.