Rolex Explorer II 226570 incelemesi
Gönderilme zamanı: 02 Eyl 2022, 22:42Evet, uzun bir süre sonra (en son Marine Master SLA021J için 2020'deki incelememi müteakiben) Rolex Explorer II ya da diğer adıyla Polar ile beraberiz.
Saati Ağustos başında aldıktan hemen sonra yaz(a)madım zira biraz zaman geçirmek kullanıcı deneyiminin layıkıyla oluşması için şart idi. Buna ek olarak zaman sorununu da eklemek lazım.
Saate dair izlenimlerimi aktarmadan önce tarihsel gelişimi açısından kısa bilgi vermekte fayda var diye düşünüyorum.
Saatimiz ilk 1971 yılında üretilmeye başlanmış, Rolex'in toolwatch serisinin bir üyesi. Bu serinin içinde 1953 doğumlu Submariner ve aynı yıllarda üretilen Explorer I'de var.
Explorer II'yi, kardeşi olan Explorer I'den ayıran nedir derseniz, 24 saatlik zaman gösterimini ve kasa çaplarındaki farkı (Exp 2 daha büyük) söyleyebiliriz. 24 saatlik gösterim GMT serisinde de olmasına karşın Polar'da biraz farklı, sabit bir bezel var. İlk tasarımından bu yana 24 saatlik bu sabit bezel Explorer II'nin bir alameti farikası adeta.
Rolex Explorer II temel olarak gündüz - gece ayrımının yapılmasında çevresel faktörlerden ötürü güçlük yaşanabilecek mekanlar dikkate alınarak tasarlanmış bir saat. Bu açıdan bakıldığında, kutup ekspedisyonları, dağcılık ve mağaracılık gibi aktivitelerin ayrılmaz bir parçası olmak üzere tasarlanan bir saat olduğu Rolex'in reklamlarından da anlaşılıyor. 1971'den bu yana 5 iterasyon geçiren Polar, ilk olarak 1655 referansı ile 1575 mekanizma koduyla 39 mm çapında üretilmiş, 1985'te 16550 ile ilk (bana kalırsa en kapsamlı) değişimini geçirmiştir. İlk versiyon olan 1655, kadran ve akrep / yelkovan kolları gibi görsel unsurlar açısından fazlasıyla unrolex (benim uydurduğum bir kelime) bir saat iken 1985'teki birinci iterasyondaki sub benzeri kadran, Mercedes akrep/yelkovan değişimiyle bildiğimiz Rolex görüntüsüne, 40 mm'e çapa ve safir kristal cama kavuşmuştur. 1989'da 16570 referans ve 3185/6 mekanizması ile 3. jenerasyon Exp 2'nin üretimine 2011 yılına kadar tam 22 yıl aralıksız devam edilmiştir.
Explorer II 2011'de 216570 referansı ile 2. büyük değişimine uğrayarak 42 mm çapı ve 3187 mekanizmasıyla bugünkü formuna yakın bir hale geliyor. Saat son olarak Rolex envanterindeki 50. yılı olan 2021'de upgrade edilmiş olup, halihazırda 3285 mekanizma ve 226570 referans kodu ile üretilmektedir.
Çok dikkatli bakmadıkça son 2 referans arasındaki farkı anlamak ilk bakışta kolay değil. Son değişiklikleri özet olarak belirtirsek, mekanizmada yapılan çeşitli upgradeler ile 70 saatin üzerine çıkan güç rezervi, incelen boynuzlar, (kullanılan malzeme açısından) lumedeki ilerleme ve 22 mm'ye çıkan lug aralığını söylememiz mümkündür. Zaten Rolex'de yabancıların tabiri ile "Revolution" yerine hep bir "Evolution" söz konusu olduğu için istisnalar haricinde tasarım açısından radikal değişiklikler pek olmuyor. Herkesin bildiği üzere firmanin genel olarak muhafazakar bir dizayn anlayışı var.
Kısa tarihçesine yukarıda yer verdiğim saatin Rolex spor modeller içinde nedendir bilmem, hep 2.sırada kaldığını düşünüyorum. Bunda saatin Sub ya da GMT'nin popülerliğine sahip olmaması etkilidir diyebilirim. Bununla birlikte, son 2-3 yıldır oldukça etkisini hissettiğimiz arz sıkıntısından ötürü bu hususun artık önem arz etmediği kanaatindeyim.
İlk fotoğraflar saatin geçirdiği evrimi gösteren fotolar.
1971 - 1655 ref.
1985 - 16550 ref.
1989 - 16570 ref.
2011-216570 ref
Saate dair izlenimlerim ise şu şekilde:
İnanılmaz konforlu bir saat. Bu, genel olarak tüm Rolex'lere özgü. Bilekte kendini hissettirmiyor, ağırlık çok dengeli dağıtılmış ve her Rolex'te olduğu üzere adeta jilet gibi duruyor. Bu benim önemsediğim bir şey, ne kadar anlatsanız da fiiliyatta saati canlı görmeden de tam olarak ifade etmek güç.
22 mm lug aralığı çok istediğim bir şey değil idi ama taktıktan sonra gözünüz buna alışıyor. Hiç bir şekilde sorun değil, hatta olması gereken de buymuş diyorsunuz.
Bilezik, meşhur Rolex kalitesinde. Üzerine söz söylemek bence çok mümkün değil. 22 ile başlayan bilezik, bilek altında 17'ye kadar iniyor. Zaten Rolex spor modellerde bilezik başı ile sonu arasında hep 0,5 cm'lik bir fark var. Explorer II'de bu şekilde.
Kadran çok güzel bir beyaz tonunda. Cırtlak beyaz değil, güneş ışığına göre renk değiştirip krem tonu da olmuyor. Düz, yüksek okunabilirliğe sahip bir kadran. Büyütülmüș indisler, kaslı kollar ile saatin kadranında (çoğu dress watchta olduğunu düşündüğüm) boşluk hissiyatı yok. İşçilik her anlamda çok iyi.
Mekanizma konusu da farklı değil. %99,99 sapma oranı ve günlük +/- 2 sn'lik bir sapma değeri ile COSC değerlerinin oldukça üzerinde bir saat. Mekanizması GMT'lerle aynı olduğu için 4-5 yıl olsa da bir mazisinin olduğunu ve rüştünü fazlasıyla ispat ettiğini belirtebiliriz. Nitekim, kullandığım süre zarfında da farklılık olmadı, 2 sn'lik bir sapma gözlemledim. Yabancı forumlarda, sürekli kullanımda bunun 1 sn ve altına düştüğünü yazanlar var.
Fotoğraflara ayrı özen göstermeye gayret ettim, dilerseniz instagramdaki https://www.instagram.com/inktowatch/ hesabından diğer fotolarına da bakabilirsiniz, pişman olacağınızı düşünmüyorum.
Markaya dair kısa bilgiler, Explorer II'nin tarihçesi ve kullanıcı deneyimine dair izahat sonrasında aşağıda çektiğim fotoğraflarla inceleme sonlanıyor. Son olarak, saati almak için uzun süre beklediğimi de belirteyim. Bu durum global bir sıkıntı, ülkemiz de maalesef bunun istisnası değil.
Umarım keyif aldığınız bir inceleme olmuştur.
Sent from my CLT-L09 using Tapatalk
Saati Ağustos başında aldıktan hemen sonra yaz(a)madım zira biraz zaman geçirmek kullanıcı deneyiminin layıkıyla oluşması için şart idi. Buna ek olarak zaman sorununu da eklemek lazım.
Saate dair izlenimlerimi aktarmadan önce tarihsel gelişimi açısından kısa bilgi vermekte fayda var diye düşünüyorum.
Saatimiz ilk 1971 yılında üretilmeye başlanmış, Rolex'in toolwatch serisinin bir üyesi. Bu serinin içinde 1953 doğumlu Submariner ve aynı yıllarda üretilen Explorer I'de var.
Explorer II'yi, kardeşi olan Explorer I'den ayıran nedir derseniz, 24 saatlik zaman gösterimini ve kasa çaplarındaki farkı (Exp 2 daha büyük) söyleyebiliriz. 24 saatlik gösterim GMT serisinde de olmasına karşın Polar'da biraz farklı, sabit bir bezel var. İlk tasarımından bu yana 24 saatlik bu sabit bezel Explorer II'nin bir alameti farikası adeta.
Rolex Explorer II temel olarak gündüz - gece ayrımının yapılmasında çevresel faktörlerden ötürü güçlük yaşanabilecek mekanlar dikkate alınarak tasarlanmış bir saat. Bu açıdan bakıldığında, kutup ekspedisyonları, dağcılık ve mağaracılık gibi aktivitelerin ayrılmaz bir parçası olmak üzere tasarlanan bir saat olduğu Rolex'in reklamlarından da anlaşılıyor. 1971'den bu yana 5 iterasyon geçiren Polar, ilk olarak 1655 referansı ile 1575 mekanizma koduyla 39 mm çapında üretilmiş, 1985'te 16550 ile ilk (bana kalırsa en kapsamlı) değişimini geçirmiştir. İlk versiyon olan 1655, kadran ve akrep / yelkovan kolları gibi görsel unsurlar açısından fazlasıyla unrolex (benim uydurduğum bir kelime) bir saat iken 1985'teki birinci iterasyondaki sub benzeri kadran, Mercedes akrep/yelkovan değişimiyle bildiğimiz Rolex görüntüsüne, 40 mm'e çapa ve safir kristal cama kavuşmuştur. 1989'da 16570 referans ve 3185/6 mekanizması ile 3. jenerasyon Exp 2'nin üretimine 2011 yılına kadar tam 22 yıl aralıksız devam edilmiştir.
Explorer II 2011'de 216570 referansı ile 2. büyük değişimine uğrayarak 42 mm çapı ve 3187 mekanizmasıyla bugünkü formuna yakın bir hale geliyor. Saat son olarak Rolex envanterindeki 50. yılı olan 2021'de upgrade edilmiş olup, halihazırda 3285 mekanizma ve 226570 referans kodu ile üretilmektedir.
Çok dikkatli bakmadıkça son 2 referans arasındaki farkı anlamak ilk bakışta kolay değil. Son değişiklikleri özet olarak belirtirsek, mekanizmada yapılan çeşitli upgradeler ile 70 saatin üzerine çıkan güç rezervi, incelen boynuzlar, (kullanılan malzeme açısından) lumedeki ilerleme ve 22 mm'ye çıkan lug aralığını söylememiz mümkündür. Zaten Rolex'de yabancıların tabiri ile "Revolution" yerine hep bir "Evolution" söz konusu olduğu için istisnalar haricinde tasarım açısından radikal değişiklikler pek olmuyor. Herkesin bildiği üzere firmanin genel olarak muhafazakar bir dizayn anlayışı var.
Kısa tarihçesine yukarıda yer verdiğim saatin Rolex spor modeller içinde nedendir bilmem, hep 2.sırada kaldığını düşünüyorum. Bunda saatin Sub ya da GMT'nin popülerliğine sahip olmaması etkilidir diyebilirim. Bununla birlikte, son 2-3 yıldır oldukça etkisini hissettiğimiz arz sıkıntısından ötürü bu hususun artık önem arz etmediği kanaatindeyim.
İlk fotoğraflar saatin geçirdiği evrimi gösteren fotolar.
1971 - 1655 ref.
1985 - 16550 ref.
1989 - 16570 ref.
2011-216570 ref
Saate dair izlenimlerim ise şu şekilde:
İnanılmaz konforlu bir saat. Bu, genel olarak tüm Rolex'lere özgü. Bilekte kendini hissettirmiyor, ağırlık çok dengeli dağıtılmış ve her Rolex'te olduğu üzere adeta jilet gibi duruyor. Bu benim önemsediğim bir şey, ne kadar anlatsanız da fiiliyatta saati canlı görmeden de tam olarak ifade etmek güç.
22 mm lug aralığı çok istediğim bir şey değil idi ama taktıktan sonra gözünüz buna alışıyor. Hiç bir şekilde sorun değil, hatta olması gereken de buymuş diyorsunuz.
Bilezik, meşhur Rolex kalitesinde. Üzerine söz söylemek bence çok mümkün değil. 22 ile başlayan bilezik, bilek altında 17'ye kadar iniyor. Zaten Rolex spor modellerde bilezik başı ile sonu arasında hep 0,5 cm'lik bir fark var. Explorer II'de bu şekilde.
Kadran çok güzel bir beyaz tonunda. Cırtlak beyaz değil, güneş ışığına göre renk değiştirip krem tonu da olmuyor. Düz, yüksek okunabilirliğe sahip bir kadran. Büyütülmüș indisler, kaslı kollar ile saatin kadranında (çoğu dress watchta olduğunu düşündüğüm) boşluk hissiyatı yok. İşçilik her anlamda çok iyi.
Mekanizma konusu da farklı değil. %99,99 sapma oranı ve günlük +/- 2 sn'lik bir sapma değeri ile COSC değerlerinin oldukça üzerinde bir saat. Mekanizması GMT'lerle aynı olduğu için 4-5 yıl olsa da bir mazisinin olduğunu ve rüştünü fazlasıyla ispat ettiğini belirtebiliriz. Nitekim, kullandığım süre zarfında da farklılık olmadı, 2 sn'lik bir sapma gözlemledim. Yabancı forumlarda, sürekli kullanımda bunun 1 sn ve altına düştüğünü yazanlar var.
Fotoğraflara ayrı özen göstermeye gayret ettim, dilerseniz instagramdaki https://www.instagram.com/inktowatch/ hesabından diğer fotolarına da bakabilirsiniz, pişman olacağınızı düşünmüyorum.
Markaya dair kısa bilgiler, Explorer II'nin tarihçesi ve kullanıcı deneyimine dair izahat sonrasında aşağıda çektiğim fotoğraflarla inceleme sonlanıyor. Son olarak, saati almak için uzun süre beklediğimi de belirteyim. Bu durum global bir sıkıntı, ülkemiz de maalesef bunun istisnası değil.
Umarım keyif aldığınız bir inceleme olmuştur.
Sent from my CLT-L09 using Tapatalk
