TSF - Türkiye Saat Forumu - Dünya'nın En Çok Ziyaret Edilen Türkçe Saat Sitesi

mecako52

Yeni Chemin des Tourelles, T139.807.11.048.00 (Mavi kadran, Roma rakamlı versiyon)

Resim

Kısaca(

) hikayeyi şöyle anlatayım, zaten çok fazla saat sahibi birisi değilim, dress watch tarzı bir saatim ise hiç yoktu (casual giyinebildiğim bir işte çalıştığım için hiç ihtiyaç duymamıştım). Nihayetinde metal kordonlu klasik görünümlü bir saat edinmeye karar verdim.

Yıllardır herkesin bildiği Tissot - Le Locle modelini zaman zaman saatçiye girip inceliyordum, hem çok güzel bir görünümü vardı (saatin boyutu, roma rakamları, waffle kadran, Le Locle yazısının fontu, arka kapak dizaynı vb.) hem de benim hoşuma gitmeyen bir şey vardı bu modelde. Kaç kere alsam mı almasam mı, yok almayayım dediğimi hatırlarım. Sonra hoşuma gitmeyen şeyi buldum, anladım ki rakamların boyutu fazla küçükmüş benim zevkime göre (Burada suçu tamamen Big Zeroma ve onun devasa rakamlarına atıyorum, algılarımla nasıl oynadıysa artık :lol:

), küçük boyutta 12 tane roma rakamı birden dizilince okunabilirliği hoşuma gitmiyormuş meğersem. Tissot - Carson modelindeki gibi rakamlar büyüyünce ise bu sefer de fazla gözüme giriyor. Tissot - Tradition modeli var ya da o da bana fazla ruhsuz geldi vb. (Allah da başka dert vermesin)

Bir süre Hamilton - Broadway Day Date modeli aşırı cazip göründü, yine dümdüz olmayan bu sefer çizgili bir kadran, tek ve gayet güzel görünen 12 sayısı, tarih penceresinin alt-ortada olması ve simetriyi bozmaması vb. harika bir saat, tam dress değil tam spor da değil, versatil bir model. Yalnız bir sorun mevcut, saat bence fazla iri. Mesela Legend Diver gibi spor saatlerde deri kayış ile kullanınca bu hançer gibi luglara gönül katlanıyor ama metal bilezikli bu Hamiltonu (lug to lug 50mm yav) benim ince bilekler taşıyamaz. Yani bana göre bu kadar güzel kadrana sahip bir saat küçük boyutta ve ince olsa ya da farklı ebatlarda seçenekleri olsa harika olurdu. (Allah da başka dert vermesin)

Neyse, bu iki saat en çok beğendiğim ve elediğim iki saatti, onun dışında bütçem dahilince inceleyip elediğim birkaç saati daha sayacak olursam; saat gereksiz yere ağır ve lugları fazla uzun diye Tissot - Gentleman, bunun çerçevesi niye kalın ve saat şıkır şıkır disko topu gibi parlıyor diye Longines - Flagship, keşke bu saate deri kordon bu kadar yakışmasaymış da metal bilezikli modeli de olsaymış diyerek Longines - Flagship Heritage, bunun kadranı bir süre sonra beni sıkar diye Oris Artelier ve Rado - Coupole ve bu sefer kadranın alengirinden saati okuyamıyorum diye Rado Coupole Open Heart ve Hamilton Jazzmaster Open Heart modeli, luglarının fazla uzun olması sebebiyle çeşitli Hamiltonlar, sen ne arıyon la burada çık dışarı! dediğim bir Royal Oak :lol:

, kadranlarını bir türlü tam sevemediğim Seiko Presage'lar... diye gidiyor liste. Yalnız Seiko'nun şöyle bir modeli var acayip bir şey arkadaşlar SSA455J video, tasarımı efsane yani saati okuyamıyorum diye kızamazsın saate canı sağ olsun dersin ama metal kordon seçeneği yok bir de camı safir değil malesef. (Allah da başka dert vermesin)

Not: Elediğim saatlerin hepsi aslında birbirinden güzel saatler olup tamamen şahsi fikrim, zevkim ve şu anda aranmakta olduğum saatte istediğim özellikleri taşımadıkları için elenmişlerdir, yoksa canavar gibi hepsi.

Chemin des Tourelles yani benim saate gelecek olursak, saatçi vitrinlerinde yıllardır ilgimi çekmeyen bir modeldi, Visodate, Gentleman, Le Locle'ların arasında kayboluyordu. Geçenlerde Konyalının bir mağazasına beşyüzüncü kere Le Locle incelemek için girip beşyüzüncü kere kusur bulup saati beğenmeyince ilgilenen eleman "bir de bunlara bakın isterseniz" diye gösterdi bu seriyi tekrar. Bir baktım, gözlerimi ovuşturup bir daha baktım, eskiden mehhhhh diye bakıp geçtiğim saate bir şeyler olmuştu, filmlerde dizilerde hani dikkat çekmeyen bir kız olur da sonra gözlüğünü atar, bir makyaj yapar, saçını yaptırır ve kimse onu tanıyamaz ya, öyle bişeyler olmuştu bu saate. Titreyen ellerimle alıp inceledim, aha listeliyorum kendimi kaybettiren değişiklikleri

-Eskiden sadece 42mm idi, şimdi 39mm çapa sahip versiyonu var, sade denilebilecek bir saatin büyük hali ne kadar albeniden uzaksa küçük hali o kadar çekici
-Luglar da kısalmış sanki, efendi bir saat olmuş, tam benim bileğime göre yav
-Camı dümdüzdü, domed yani kubbeli cam takmışlar yenisine (aşırı yakışmış. Ben de meğer kubbeli cam hastasıymışım da haberim yokmuş)
-Kadranı da yuvarlatmışlar. İnternetten baktım sonra, eski hali tabak gibiymiş yani ortası düz, rakamların olduğu dış kısım bir tabağın kenarı gibi hafif yukarıdaymış. Şimdiki hali ise camı nasıl kubbe gibiyse kadranı da hafif kubbe gibi, ortası hafif yüksekte, rakamların olduğu bölüm aşağı eğimli, kadrandaki rakamları bile münasip bir şekilde eğmişler.
Eski hali şöyle bir şey.

Bu güne kadar ilgimi çekmeyen bu saat için "nasıl okunuyor bu?" diye sordum elemana "Chemin des Tourelles" yazısını göstererek. "Şemin" dedi geçti çocuk. Videolara göre "tçşhemean deö tuğiell" gibi okunuyor arkadaşlar ama sanırım Şemin deyip geçmekte fayda var.

Neyse, saatin iki versiyonu var, biri benimki yani Roma rakamlı ve rakamların olduğu yerin zemininin tırtıklı olduğu, bir de rakamsız indislere sahip, tırtıksız standart zemine sahip bir kadran. Ama ışık altında o kadran öyle bir ışık şov yapıyor ki görmek lazım, kadran da kubbe gibi olduğundan ışık kah bu yana kah şu yana akıp gidiyor, bunun adına ne deniyor bilmiyorum bilen biliyodur, bakın bu videodaki adam o modelin kadranındaki ışığı güzelce göstermiş. Yine de benim gözüm roma rakamlı ve tırtıklı kadranda kaldığından ona yöneldim. İyicene inceledim saati; kubbeli camı, roma rakamlı ama hem sade hem yeterince albenili kadranı, 3 sırası brushed 2 sırası polished olan yani parıl parıl parlayıp de kadrandan rol çalmayan bileziği, tarih penceresinin simetriyi bozmayacak şekilde altta oluşu falan çok hoşuma gitti. İnanılmaz bir saat değil pek çok kişiye göre ama tam aradığım saat buydu işte, hani biz eski Hislon, Arlon, Singer vb. saatlere "dede saati" diyoruz ya, bu saat de tam da gelecekte gençlerin bakıp dede saati diyeceği türden bir saat... Fiyatını falan öğrendim saatin, çıktım.

Sonra eve gelir gelmez internetten videolarını resimlerini inceledim, almaya kesin karar verdim. Geçen hafta çeşitli saatçilerle iletişim kurup fiyat sorarak geçti. Hafta sonu gelince de birkaç yer dolaştım, fiyatı şu olur, elimizde yok ama getirtiriz vb. diyaloglardan sonra bir saatçide buldum, nakit için de bana göre uygun bir fiyat verdiler, daha fazla aranmadan, fazla da pazarlık etmeden aldım saati.

Yeterince geyik muhabbeti yaptıktan sonra (haddinden fazla sayıda) foto paylaşıyorum, yakışmış dimi benim ince bileğe? (Tissot alıp da keyiften bu kadar lafı uzattıysam bir gün rolex molex alsam siz düşünün :lol: