Kitap ve Sinema Grubu

[Miriel]

Teşekkürler.

Bir şey değil asymptote

[Miriel]

Arkadaşlar kişisel gelişim kitpları hakkında ne düşünüyorsunuz şu ara biraz motivasyona ihtiyacım var. Çoğu kişisel gelişi kitabı biribirine benzese de motivasyon ve hedeflerimi belirleme konusunda yardımcı olacağını düşünüyorum

[Miriel]

Bu da benim incim

[bulenty]

Güzel bir topic olmaya doğru yol alıyor.Asymptote'nin de, Darknight'ın da yorumu gayet güzel,en kısa sürede filmi izleyeceğim.

Son yıllarda bir çok izlediğim film beni hayal kırıklığına uğrattığı için sinemayı bir müddet boykot etmiştim.

Bu gün aklıma gelenlerden biraz örnekler vereyim.

"İlk Aşk";Nihat Durak'ın çektiği ve Çetin Tekindor,Vahide Gördüm,Halit Ergenç ve Tarık Pabuççuoğlunun oyunları ile zenginleşen,küçük bir Ege kasabasında geçen sıcacık bir film.Ne yazıkk ki Babam ve Oğlum,Issız Adam gibi filmler arasında sıkışıp kaldığı için pek ön plana çıkamamış;şiddetle tavsiye ederim.Özellikle kafa boşaltmaya yarayan sevimli bir film.

Bir dönem Atıf Yılmaz'ın kadınlar,duyguları,toplumda anlaşılmaz olmaları,özgürlükleri adına çektiği filmlerin başında gelen ve bana göre bu anlamda Türk Sinemasında devrim niteliğinde olan "Mine" diyeceğim ama her ne hikmetse piyasada bulmak mümkün değil.

Hal Ashby nin çektiği "Being There",Peter Sellers,Shirley MacLaine nin oyunlarıyla mükemmelleşen bir film.Çok enteresan bir konusu vardır,US başkanlarına hicveden bir sinema eseridir.

US in Vietnam rezaleti için,Oliver Stone dan "Platoon",Stanley Kubrick ten "Full Metal Jacket"

Mafya temalı filmler içerisinde Brian De Palma dan "Untouchables",Yakın zaman da Martin Scorsese'den "The Departed"

Epik bir savaş karşıtı film,Kevin Costner'in yönetip,oynadığı "Dances With The Wolves"

Bir kara mizah örneği,Costa Gavras'tan "Mad City"

Tarantino,çoğumuzun bildiği gibi enteresan bir kişiliktir.Onun için hemen tüm filmleri

Ridley Scott'dan "Body Of Lies",sırf Oyuncular için bile izlenir.Hele Russell Crowe cool duruşuyla müthişti,,,

Şimdilik bu kadar;biliyorum çoğu eski filmler,ama ben de eskiyim.Yeniyi de elimden geldiğince takip ediyorum.

Kişisel DVD kolleksiyonumdan seçtiklerim.

[bulenty]

Vedat Türkali "Mavi Karanlık",,,

1980 darbesinden sonra ,devrimcilerin,aydınların, kaçtığı, sıkıştığı, bunaldığı,umutlarının büyük ölçüde yitip gittiği Bodrum yaşamları,,,
Hem kendileri ile hem kendi aralarında ki kavgalar,özeleştiriler yumağı,,

Bugüne nasıl gelindiğinin başlangıcı neredeyse,yani apolitize gençlik yaratılarak,kültürün,sanatın ve sanatçının,ha keza aydınların yok edilmeye başlanmasının nirengi noktası...

Bu gün itiraz etmeyen,tevekkül,ümmet yapısına dönüştürülen toplumda,kültürel yozlaşmanın aynası,,nedeni 12 eylül darbesinin baskıcı,faşist yönetiminin bahsettiğim gruplar içinde sindirme harekatı,,,

Özellikle çoğunuzun o dönemler de çocuk denecek yaşta olduğunuzu veya henüz hayata gelmediğinizi düşünüyorum.Ama burada post atan arkadaşlarımın yazılarından anlıyorum ki,bir çoğunuz okuyarak bu dönemleri öğrenmeye çalışmış insanlarsınız.

Elbette hepiniz taktir edersiniz ki,bahsettiklerimi bilmeden bu günlere nasıl gelindiğini anlamak mümkün değildir.

[retrograde]

Şu sıralar içerisinde bulunduğum duygusal yoğunluk sebebiyle ne film ne kitap hakkında yorum yapabildim konuya ilgi göstereceğimi söylemiş olmama rağmen. Bu sebepten arkadaşlar sizlerden öür dilerim. Haftasonu Çanakkale'deydim Fareler ve İnsanlar ile İnci Kitaplarını aldım dönüş yolunda okumak için. Uzun zamandır Güncel romanlar okuyan biri olarak Nostaljik romanlara ara verdiğimi hatırlayıp kızdım kendime.

İlk önce İnci ile başladım sanırım otobüste elimi poşete attığımda ilk elime gelen kitap olduğu için.

Kino ve ailesinin yoksulluğu ama bu yoksulluk içindeki mutluluğu insanı derinden etkiliyor. Yazarın anlatımı çok gerçekçi sanki o anı yaşıyormuşsunuz gibi. Bebeğin yaşadığı talihsiz olay, annenin ve babanın bu duruma karşı duyguları, doktorun tutumu hepsi çok gerçekçi. bir an üzülüyorsunuz ,kızıyorsunuz, yardım edemeyeceğinizi bildiğiniz için bu duyguları kitap boyunca sürekli yaşıyorsunuz. Talih olarak gördükleri inci büyük bir talihsizlik olarak yansıyor ailenin başına. Kitabı şahsen beğendim karamsar olmasına rağmen.

[darknight]

Merhaba arkadaşlar,
Uzun bir bekleyişin ardından Chris Nolan'ın Batman üçlemesinin son halkasını dün IMAX salonda izlemiş bulunmaktayım.
IMAX'i özellikle vurguladım çünkü diğer sinemalardan çok farklı.
Gerek ses gerek görüntü kalitesi olarak sıradan sinema salonlara göre çok daha iyi.
Eski tip tv ile Full HD tv arasındaki kadar fark var neredeyse.
Gelelim filmle ilgili yorumlarıma:
Diğer süper kahramanların aksine süper gücü olmayan bir kahraman olmasından ötürü BATMAN benim en sevdiğim çizgi kahramandır çocukluğumdan beri. Bruce Wayne'in tek gücü zengin bir ailenin çocuğu olması. Sınırsız sevetini orada burada tüketmek yerine yaşadığı şehrin insanlarına yardım için kullanan bir kahramanı hep kendime yakın bulmuşumdur.
Bruce Wayne/Batman böyle bir kahraman olmasına rağmen maalesef beyazperdeye hakettiği kadar iyi aktarılamamıştı. Tim Burton ve Joel Schumacher'in yönettiği bol yıldızlı Batman filmleri çok karikatürize gelmişti bana. Jack Nicholson'un oynadığı Joker karakteri hariç pek te hatırda kalıcı performanslar izlememiştik. Michael Keaton ve Jack Nicholson hatırına izlenen Tim Burton filmlerinin ardından Joel Schumacher Batman'in karizmasını yerle bir etmişti. Neyseki 2005 yılında Chris Nolan Batman'e yepyeni bir popülarite getirdi. "Batman Begins" ilk film olarak mükemmel bir başlangıç filmiydi. Bruce Wayne'in Batman'e dönüşümü çok güzel anlatılmıştı. 2.film süper kahraman filmi olmasa kesinlikle Oscar alabilecek bir filmdi. Bence Scorsese'nin Köstebek'inden bile daha güzeldi. Heath Ledger'in Joker karakteriyle şov yaptığı film 2008 senesine de damgasını vurdu. Chris Nolan'ın oya gibi işlediği karakterler filme de inanılmaz bir sahicilik katıyordu. Bruce Wayne,Alfred,Gordon,Fox karakterleri usta oyuncuların üstün performanslarıyla seyirciyi filmin çine çekiyordu.
"The Dark Knight"ın büyük başarısı Chris Nolan'da da tedirginlik yaratmıştı. Usta yönetmen çıtayı o kadar yükseğe çıkartmıştı ki 3.film için beklentiler artmıştı. Kendisinin 3.filmi ancak ikinci film kadar iyi bir hikaye yazabilirse çekeceğini söylemesi devam filminin gelip gelmeyeceği konusunda hayranlarda endişe yarattı. Arada Inception'la bir kez daha hayranlık uyandıran yönetmen, Inception'ın ardından Batman3'ü çekeceğini açıkladı. Chris Nolan gibi mükemmelliyetçi ve kendini yaptığı filmlerle ispatlamış bir yönetmenin seriyi sonlandıracağını duyurması, son film için beklentileri doruğa çıkardı.
Inception sonrası 2 sene boyunca fragmanlar ve resimler yayınlansa da kimsenin filmin senaryosu hakkında net bir bilgiye sahip değildi.Tek bilinen filmin 2. filmden 8 yıl sonra artık Batman'e ihtiyaç duyulmayan bir zamanda başlayacak olmasıydı. Heath Ledger'ın efsanevi Joker karakterinden sonra kötü karaktar yaratmak zordu ancak Bane rolündeki Tom Hardy de rolünün hakkını vermiş. Chris Nolan'ın Inception'da da şans verdi Tom Hardy yine yönetmenin yüzünü kara çıkarmamış. Aldığı bu önemli görevi başarıyla yerine getirmiş. "The Dark Knight Rises" tek kelimeyle nefes kesici bir film. 160 dakikalık filmin her anını soluksuz izliyorsunuz. İlk filmden son filme kadar çok iyi bağlantılar ve bütünlük kuran yönetmen söylediği gibi Batman'e destansı bir final yapmış. Seriye yarışır nefes kesici finalde gerilim,dram,aksiyon herşey fazlasıyla var. Chris Nolan'ın Batman üçlemesini sıradan süper kahraman filmleriyle karıştırıp burun kıvıranlar varsa çok şey kaybederler. Eğer ilk 2 filmi hala izlemediyseniz önce ilk 2 filmi izleyin ardından imkanınız varsa IMAX salondan biletinizi alın ve 160 dakikalık tadına doyulmaz sinema şöleninin tadını çıkarın.
Belirtmeden geçemeyeceğim iki konu var. İlki filmin müzikleri. "Batman Begins" ve "The Dark Knight"ın da müziklerine imza atan usta besteci Hans Zimmer bu filmde doruk noktasına ulaşmış. Filmin başından sonuna kadar tüylerinizi dike diken eden müzikler o kadar başarılı ki sizi filme bir kez daha hayran bıraktırıyor.
İkinci nokta ise bir hatırlatma. Chirstopher Reeve'li Superman filmlerinden beri Çelik Adam da hakettiği gibi güzel bir filmle beyazperdeye taşınmadı. Batman'deki başarısının ardında DC Superman'i de Chris Nolan'a emanet etti. Hikayesini,senaryosunu ve yapımcılığını üstlendiği yeni Superman filminde yönetmen koltuğunu 300'ün yetenekli yönetmeni Zack Synder'e bırakan Nolan, Batman'in ardından yeni bir efsaneye daha imza atabilir. Ben şimdiden ilk fragmanları dönmeye başlayan "Man of Steel"i heyecanla beklemeye başladım bile:)

[Miriel]

retrograde,darknight,bulenty teşekkürler



Bryce ve Julie ikinci sınıfta tanışmıştır. Küçük Juli, Bryce'ın hayatına girmesi ile ilk aşkını da tatmış olur. Ancak durum Bryce için aynı değildir. Kızlardan korkan, utangaç ve sıkılgan Bryce, her ne kadar Juli'yi kaybetmek istemese de, kızın ısrarı ve "hayır" cevabını kabul etmemesi canını sıkmaktadır. Aradan geçen altı yıl boyunca Juli ve Bryce için işler daha da zorlaşır. Karşı evlerde oturan ve aynı okula devam eden Juli ve Bryce artık ergenlik çağına girmişlerdir. Zaman zaman birbirlerinden uzaklaşsalar da, aralarında hala bir bağ vardır.

Bu filmi tavsiye ederim. Zevkine izlenebilecek eğlenceli bir film



En kısa zamanda Kara Şovalye Yükseliyor filmini de izleyip yorumlarmı paylaşacağım...