O dönemde bütün astronot lar omega speedmaster kullanırken çoğu kişinin kafasında böyle önemli bir görev için isviçre üretimi yerine milli bir saat yani abd de üretilmiş bir saat kullanılmalı soruları vardı. O zamanlar tabi bulova tamamı abd kökenli bir şirketti.
Görev öncesi Dave Scott un speedmaster ı hasar aldığı ve camı çıktığı için yedek saati olan bulova yı kullanmış ve ay daki yürüşünüde mobil araç olan rover ı ilk defa kullanmış insan olmuştur. Ay da kullanılmış olan saati saklayan Dave Scott, 2015 yılında bir açık arttırma ile satmaya karar vermiş ve dudak uçuklatan $1,625,000 ile yeni sahibinin koleksiyona katılmıştı.




2016 yılında sürülen aslında tam anlamıyla re-issue demenin yanlış olacağı, genel anlamda klasik moonwatch ın modern yorumu diyebileceğimiz saati inceleyecek olursak, bizleri 45mm lik bir kasa ile karşılıyor, dolayısıyla çoğu saat sever için limitin üzerinde bir kasa çapına sahip. Kasa çapı büyük olsada kavisli tasarımı sayesinde bilekte korkulacak bir görüntüsü olmuyor.
İster istemez speedmaster ı andırdığı düşünülebilir fakat o dönemde NASA nın istediği spesifikasyon lar ile üretilen saatlerin hepsinin tasarımı biribirine çok benziyordu. Fark olarak tarih penceresi saat 4 ile 5 arasına yerleştirilmiş. Kadran daki subdial ların güzel bir 3d görüntü sağladığını söyleyebilirim ne kadar resimlerden çok anlaşılmasa da. Eleştirebileceğim en önemli nokta saat 6 yönündeki subdial daki 262khz yazısı, olmasa kesinlikle daha iyi olurmuş dedirtiyorç
Üzerinde AR kaplamalı safir kristal bir cam mevcut. Yandan baklıldığı zaman camın kasanın üstüne çıkık görüntüsü gerçekten çok hoş.
İçerisinde Bulovanın "High-Performance" 262 kHz quartz chronograph movement, "UHF" (ultra-high frequency)" olarak adlandırdığı bir mekanizma mevcut. Saat kutusunda geldiğinde kurma kolunu dışarı pozisyonda tutan sarı bir ayırıcı ile geldi dolayısıyla kutusunda olduğu sürece bataryasının ömründen yemediğini düşünüyorum.
6 yönündeki saniye beklediğim kadar akıcı değil, fakat kronograf özelliği kullanıldığında büyük saniye kolu ve 3 yönündeki kol otomatik saat kronografı gibi kayarak ilerliyor. Resetlediğimiz zaman tam bir turu tamamlayıp 12 pozisyonuna dönüyor saniye kolu. İlk geldiğinde tam 12 ile eşleşmediğini ve 3 yönündeki kolun yine 12 yönünde durmadığını gördüm fakat saati ayarlama pozisyonunda krono tuşlarına basarak istediğimiz gibi ayarlama olanağı sunulmuş, şu anda birebir eşleşiyorlar.
Kutumuzun içinden bir adet velcro bir adet karbon fiber görünümlü deri bir kayış çıkıyor. Velcro kayış orjinal ay görevine gönderme yapıyor, ve fazlasıyla geniş olduğundan astronot kostumünün koluna uyacak cinsten. Fakat bu koca kasaya 20mm lug aralığı kullanmış olmaları düşündürücü.









