Otobüs Şoförünü Evire Çevire Dövdü

[mucadeleci]

Başka başlıkta bahsettim, en yakın arkadaşımın Babası şoför, amerikan arabalarına olan sevdamı ona borçluyum, ayağımız pedala yetmeye başladığında direksiyon tecrübesi edinmiş olmamı ona borçluyum, trafikte eşkiya değil delikanlı gibi araba kullanabilmeyi, arabayı akıl ve yürek birleşkesinde kullanabilmeyi ona borçluyum, makine insan arasındaki ilişkinin nasıl kurulacağının nasıl olacağı hakkındaki bilgilerimin temelini de, şoförlüğün direksiyon başına oturmaktan ibaret olmadığını biliyor olmayıda ona borçluyum... Onların jenerasyon şoför oğlu şoför (%95+) ama günümüzdeki şoför müsfettesi (iyileri istisna) mecburiyetten direksiyon sallayıcıları, kesinlikle şoför olarak adlandırmak istemiyorum, zira şoförlük kesinlikle bir zanaattir. Kenan amca kamyon ve otobüste muavinlik yaptığı dönemlerini anlatırdı, kamyon muavinliği bugünkü otobüs muavinliği gibi değil tabi. Bu forumda şoför abilerimizde var onlar bu konuda daha açıklayıcı bilgilere sahiptirler...

Evet kesinlikle hepsi aynı kefeye konamazlar...

[Baran]

Dün bazı mesajlar silinmiş bişeyler olmuş video kaldırılmış.Bende editliyorum yazdıklarımı.

[refresh]

En önemlisi bu şöför bozuntularına karşı sakinliği korumak. Trafikteyken onların yapacakları pislikleri öngörebilmek ve ona göre araba kullanmak. Aksi durumlarda insanı sinir hastası yaparlar. 18 yaşımdayken taksicinin teki benim yavaş dememe sinirlenip , önüme araba kırıp bıçak çekmişti. Yanımdaki arkadaşın o gün şans eseri bulundurduğu ateşli silahtan korkup, arabasına dönmüştü. O günden sonra çok seyrek bindim taksiye. En son 6 ay önce İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan çıktım, arabam Ataköydey'di, eşyam fazla metro yerine taksiye bineyim dedim. Şöför denen insan benzeri yaratık, 10 dakikalık yolda hikayelerini anlatırken (soran var sanki) her cümlede en az 2 küfüre başvurdu. O gün bugündür taksiye binmiyorum. İETT şöförlerini de kırk defa şikayet ettim, hepsi hala otobüslerinin başındalar. İnsan hayatının önemi olmadığı sürece de sayıları malesef artacak

[mucadeleci]

Ya adam havalı havalı, ben OTOBÜS ŞOFÖRÜYÜM diye kabara kabara gezip, metrobüs kullanmaktan aciz bir iş hayatı yaşıyor, cinlerim tepeme çıkıyor... Şikayet bir işe yaramıyor, zira belediyede neredeyse torpilsiz adam yok...

[asymptote]

Bisikletle güvenlik şeridinde hız ihlali yapmadan ilerliyorum, hızımı 20 km/saate sabitlemişim Bir anda acı bir korna sesi ve 1 santimetre yanımdan geçen belediye otobüsü ile neye uğradığımı şaşırdım.. Korna sesinin yarattığı korku ve aracın rüzgarıyla neredeyse yere düşüyordum. Kafada kask olsa bile biliyorsunuz 20 km hızla seyrederken bisikletten düşmek ciddi yaralanmaya neden olur. Neyse belediye otobüsü birkaç yüz metre önümde durakta yolcu almak üzere durdu. O anda otobüsü yakalamak için pedala öyle bir asıldım ki düz yolda hız rekorumu egale ettim. Yakalasaydım ben de aynı izlediğimiz videodaki gibi şöföre dalacaktım. Neyse ki yakalayamadım. Ertesi günü belediyenin şikayet hattını aradım, aracın plakasını ve olayın gerçekleştiği zamanı ve mevkiyi kendilerine bildirdim. Arkadaşı uyaracağız ve size döneceğiz dediler. Bana geri dönmediler, arkadaşı uyardıklarını da hiç sanmıyorum. Güzel ülkemizde maalesef sürücüler kendi hukuklarını kendi yöntemleriyle korumak zorunda bırakılıyor.. Trafik karmaşık bir iştir, gelişmiş ülkeler dahi trafikte sorunlar yaşıyorken bizde bunların olması normal, daha yolda yürümeyi beceremiyoruz..

[herofb]

gelişmiş ülkeler dahi trafikte sorunlar yaşıyorken

gelişmiş ülkeler trafikte en fazla sıkışıklık yaşıyorlar onun dışında bırakın Almanya , Amerikayı , Romanya'da bile sen yaya geçidinin başında yaya bekliyorken yiyorsa durma , adamı ipe koyarlar , çarpman durumunda cinayet ile yargılanıyorsun

[fbolukbas]

gelişmiş ülkeler dahi trafikte sorunlar yaşıyorken

gelişmiş ülkeler trafikte en fazla sıkışıklık yaşıyorlar onun dışında bırakın Almanya , Amerikayı , Romanya'da bile sen yaya geçidinin başında yaya bekliyorken yiyorsa durma , adamı ipe koyarlar , çarpman durumunda cinayet ile yargılanıyorsun

Sağını solunu bilmediğimiz bir şehirde aylak aylak ne yöne gitsek diye dolaşırken kazayla adımımızı asfalta atmıştık,
bütün arabalar karşıya geçeceğimizi sanıp durmuştu. Hiç de alışık olmadığımız bu durumu bozuntuya vermeden karşıya geçerek atlatmıştık.
Ah ah memleketim de böyle olsa keşke. Genlerimizde, kültürümüzde, yaşadığımız-yaşattığımız hayatta var acelecilik,endişe,stres.
Mümkün değil onlar kadar soğuk kanlı, sakin olamayız gibi geliyor hep. Geriye sayan kırmızı ışık sayaçları bilmiyorum başka ülkelerde varmı? Bizi yansıtıyor resmen iyi de oluyor. Ne kadar başkalarını eleştirsek de, biz de yapıyoruzdur ufak tefek..

[mrbars]

bir vakitte bir yerlerde bir millet varmış. bu millet kendini batılı, zeki, çalışkan, kurnaz, akıllı, kültürlü, bilgili zanneden, ammavelakin saf ortadoğu kültürü ve kör cehalet ile yoğrulmuş; egosu dağlar beyni fındık kadar ortalamaya sahip; saygı isteyen ama daha kendisine zerre saygısı olmayan; işine geldiğinde müslüman işine geldiğinde dinsiz olan; allah inancını kendini değil başkalarını yönetmek için kullanan; sapına kadar bencil, aşağılık kompleksli; 12 santime en aşağı 18 santim demekten çekinmeyen bir milletmiş. bu lafım ola millet, kahvede ballandıra ballandıra anlattığı, cephede süngüyü çıkarmadan 3 kere sapladığını içeren kahramanlık öykülerini; aslında iktidarsızlıktan evde süngüyü takamadığından mütevellit, alt benliği beceriksizlik ve iktidarsızlığını trafikte başkalarını süngülemek üzerine yansıtmaktaymış. işin özü, evde süngüleyemediğinden, trafikte başkasını süngüleyeyim bari demektelermiş.

edit: imla.