Tüm saat tutkunlarına merhabalar.
Foruma önceden üye olup bir kaç da mesaj atmış olmama rağmen bir tanışma yazısı yazma fırsatım olmamıştı. Adım Kerem KIRVANOĞLU ve ben de sizler gibi bir horoloji sevdalısıyım. 47 yaşındayım ve bir yabancı şirketin güzel Türkiye'mizdeki yöneticisiyim. Sanırım forumun çoğundan yaş olarak büyüğüm ama buradaki genç arkadaşların bilgi ve birikimlerine hayran kalıyorum. Benim sevdam da 7 yaşında iken dedemin hediye ettiği Vialux saatle başladı. Kırmızı saniye kolu, yorganın altında izlemeye çalıştığım fosforlu kadran ve gece gündüz kolumdan çıkarmayışım ilk anılarım olarak yer etti. Bu tutku yıllar boyunca hem arttı, hem olgunlaştı. Yıllarla bir çok marka geldi geçti. Elimizin para gördüğü ilk zamanlarda herkes farklı hayaller kurarken benim saat hayallerim hep sabit kalıyor, hayallerimin aktörleri ( Seiko, Tissot vs.) değişiyordu sadece. Bir dönem pahalı saatlerin iyi olduğu yanılgısına düşerek şu anda hayranı olduğum bir çok markaya sırf fiyatı yüzünden sırt çevirdim. Ama zaman ve bilgi bana her saatin bir sanat eseri ve çok değerli olduğunu öğretti. Bugün ise hem fiyat olarak hem de kalite olarak geniş bir yelpazede sahip olduğum saatlerimin mutluluğunu yaşıyorum. Çünkü bütçeden bağımsız olarak her birinin beni çeken en az bir özelliği var. Bir Patek 5146 nın da içinde olduğu bir koleksiyona sahip olmakla beraber, mavi bir Seagull'un peşinden nasıl koştuğumu yine üyelerimizden sayın Hozburun hatırlayacaktır. Şimdilerde ise bu güzel ayrıcalığı çocuklarıma da aşılamaya çalışıyorum.
İlk fırsatta bir horoloji ailesi fotosu ile tekrar görüşmek üzere herkese mutlu günler dilerim.