TSF - Türkiye Saat Forumu - Dünya'nın En Çok Ziyaret Edilen Türkçe Saat Sitesi

Yaklaşık 3 yıl önce Viyana'da gittiğim ve başımı döndürecek kadar çok saat olan, müzede çektiğim fotoğraflardan

bir kısmını ekliyorum. İnsan burayı görünce neden bizim ülkemizde bu denli geniş bir müze yok diye iç geçirmiyor değil.

Elimde bunlar gibi daha onlarca fotoğraf var. Özelliklle cep saatlerinin bir çoğunu tek tek detaylı da çektim.

Onları da fırsat buldukça sizinle paylaşacağım.

Gerçekten çok güzel fotograflar. Malesef sizinde belirttiğiniz gibi Ülkemizde saat üzerine bir müze yok sanırım, üzücü bir durum. Aslında istenilse bizde de çok güzel parçalar ve kolleksiyonlar bulunup , sergilenebilir.

Konu ile ilgili diğer fotografları da görmek isterim doğrusu.

Güzel bir yazı olmuş, ellerinize, dimağınıza sağlık, devamını yeni fotoğraflarla birlikte merakla bekliyorum.

Bu arada haksızlık yapmayalım Dolmabahçe Sarayı Saat Müzesi mevcut. Geçtiğimiz aylarda Yapı Kredi Kültür Merkezinde düzenlenen "Zamanın Görünen Yüzü: Saatler" isimli uzun yıllar bir araya gelmeyecek pek çok saati bir arada görebildiğimiz sergiye katıldığı için geçici olarak kapanmıştı, yakında yeniden hizmete açılacak. Bir avuç insan kahramanca mücadele ederek bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Tabii bu müze sadece saray saatlerini içerdiği için eleştirilebilir. Bursa'da Pırlant'ın öncülüğünde bir müze açılacağı yolunda Robb Report dergisinde bir söyleşi çıkmıştı.

Ben de sivil bir müze olmalı diyorum ve bunu her fırsatta dile getiriyorum, ancak bu kamuoyunun bilinçlenmesiyle olacak bir iştir. Acı olan şu ki henüz bir avuç insandan başka kimsenin böyle sivil bir müze isteği yok.

Sn. Bizantolog Dolmabahçe Sarayı'nda saat müzesi olduğunu bilmiyordum , böyle bir müze olduğu içinde çok sevindim. Söylediğiniz gibi sivil bir müze için bir avuç insan çaba harcıyorsa henüz bu konuda daha katedilecek çok yol var demekki. Aslında saat kültürünün oluşması için bu insanlara büyük saat disbiritörleri yardımda bulunabilir.

Maalesef bunca yıl azınlıkta kalan bazı insanlar bir şeyler yapmaya çalışmış. Ama hem bürokrasinin acımasızlığı hem genel olarak üzerimize kesif bir bulut gibi çökmüş olan olan bilgisizlik ve bilinçsizlik nedeniyle mesela pek çok saat kulesi çalışmıyor, mekanizmaları ise tamir bile edilemeyecek hale gelmiş durumda. Avrupa Kültür Başkenti için önerilen projelerden biri bu "sessiz" ve artık zamanı göstermeyen kule saatlerinin yeniden hizmete sunulmasıydı. Ne yazık ki kabul görmedi. Çünkü kültürel tarih mirası olarak sadece çanak çömlek gören bir zihniyet mevcut. Bu zihniyet değişmedikçe saat kuleleri de perişan olmaya devam edecek.

Mustafa Şem'i Efendi'yi kim hatırlıyor? Bu adamcağız 50 sene önce kendi başına kendi ürettiği çeşitli saatler tasarlamış ve uygulamış. Madalya takılması lazım gelen bu insan öldüğü vakit kimsenin ruhu bile duymamış oysa. Yakın tarihimizde böyle nice olaylar var.

Belki bu forum sayesinde ülkemizde bir sivil müzeye gereksinim olduğu, saat kulelerinin tamir edilmesi yaşatılması gereken kültür mirasımız olduğu yolunda bir fikir birliği oluşturabilir, saatlere emek vermiş dehalarımızı da (Ahmed Eflaki Dede mesela, Abraham Louis Breguet'nin yanında eğitim görmüş bir dahidir) biraz olsun hatırlarız.

Ek: http://www.milliyet.com.tr/Guncel/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=24&ArticleID=1154006&Date=24.10.2009&b=Kulelerde%20zaman%20artik%20islemiyor

Yapı Kredi Kültür Merkezindeki sergiyi İstanbul'da gezme fırsatım olmuştu. Gerçekten çok hoş saatler vardı.
Ayrıca Dolmabahçe' de saatlerin olduğunu duymuştum ama saat müzesi şeklinde olduğunu bilmiyordum. En yakın zamanda orayı da görmeye çalışacağım. Müzecilik, hangi alanda olursa olsun, insanların kültürlerine sahip çıkmasının en önemli araçlarından biri. Kültüre sahip çıkmak aynı zamanda onun yeniden ve daha iyi üretilmesinin de temel noktası diye düşünüyorum.

Bir kaç fotoğraf daha...

Biraz da kol saatlerinden yakın plan örnekler olsa ne güzel olurdu.