Istanbul - Kadıköy - Yeldeğirmeni Dolandırılma olayı
Gönderilme zamanı: 15 Haz 2021, 13:31
Herkese merhaba,
Dün (14 Haziran 2021) başımdan geçen bir olayı özetlemek istiyorum. Eşimin Rolex'ini sarı renkli satış sitesine de ilan vererek satışa koymuştum.
Pazar günü beni sesi tok, konuşması çok düzgün biri aradı, kendini Ercan olarak tanıttı ve mimar olduğunu Bursa'da şantiye işleri olduğunu belirtlerek çok fazla pazarlık yapmayı sevmediğini belirterek son fiyatı sordu. Aklımdaki fiyatı belirttikten sonra geri arayacağını söyledi ve dün sabah mesaj attı, Kadıköy'de saatçim var oraya gösterebilir miyiz, sonrasında eft yapar hallederiz işlemi dedi..
Saatin garantide olduğunu, TR'de muhattabın Rhodium oldugunu belirtmeme ragmeni, paranın kolay kazanılmadığını yüksek meblağlar olduğunu ve gelin bir çayımızı kahvemizi için işlemi halledelim diyerek ısrar etti.
Ben de bir akıl tutulması ya da basiretimin bağlanmasıyla tamam dedim. Dün oglen sıralarında yel değirmenindeki konuma gittim. Saçma sapan bir adres ve bina olduğu için yanlış mı geldim diyerek adamı aradım ve "ben 2 dakika bir bankaya çıktım, muhasebe sorumlumuz İbrahim Bey yukarıda o da saatten anlar, sizi bekletmeyelim, baksın, eft yapsın işlem bitsin, bir de çay için ben de yetişeyim tanışırız" dedi..
Kapıyı bir adam açtı, yukarıda ibrahim bey bekliyor sizi dedi. eski tip döner merdiven tipli Kadikoy yapısı, iğrenc bir ofis tipinde bir yere girdik, Avşa Adası Güneş Motel irtibat bürosu" yazıyor kapıda. Ne mimarlık ne de inşaat işi vs bir ibare yok, benim akıl hala tutuk. Adam dedi, bizim bir otelimiz de var, Covid zamanı kapattık ama burada işlere devam ediyoruz dedi, oturdu masaya cıkardım saati kutusundan eline aldı, baktı tertemiz saat dedi, TL karşılıgı yollayabilir yimiz ben Ercan Bey'e saatin onayını veriyorum dedi, sözde herhalde konusur gibi yaptı, kapattı, IBAN'ınınızı yazar mısınız dedi, siz yazın benim yazım çirkin dedigimde ellerini titrediğini gostererek, saglık sorunum var, iyi yazamıyorum dedi. Ben telefondan ibana bakıp yazmaya çalışırken hafif ayaklandı adam, bu arada saat kutusunun içinde masa uzerinde duruyor. isim bitince yazmayla, kagıdı adama uzattım, 2 dk musade edin muhasebeye ileteyim hemen geliyorum eft islemi bitsin hesabınızda gorun alısveris tamamlansın dedi, tamam dedim ben salak gibi.. adam odadan cıktı.. 5 sn gecmedi, arkamı dondum bir baktım kimse yok, basım masaya dondu ve orada yıkıldım.. saat yok.. adam ben ibanın rakamlarını okumaya calısırken hehralde saati caktırmadan koltuk altına aldı sakladı..
O can havliyle merdivenlerden hızla inerek apartman kapısını actıgımda adamları son saniyede hangi sokağa girdiğini gördüm, arkalarından bağırınca hızlarını artırtılar, ben de arkalarından sokakta hırsız var hırsız var diye bağırarak mahalleliden yardım istedim, yollarını ayırdılar, ben, benimle konusani takip etmeye basladım, mahalleli gencler adamı tam yakalacaycakken, adam kendini yere attı ve yüzünü kaldırıma sürrtü kendi bilerek ve kaşını gözünü yardı (darp edildim diyordu sonrasında) adamı yakalayınca elinde saatin olmadığını gördüm, polisi aradim 155'i, o esnada, bana yaklastı, "birak polisi aramayı senin torbayı attım sokaga, git al onu bas git bırak beni" dedi.
Mahalleli cocuklardan birine rica ettim, gidip yola bakar mısın diye, 2 dk sonra bir posetle icinde kıyafetlerin ve en altında benim rolex'in kutusuyla icinde oldugunu gordum.. Polisi beklerken elimizden yine kurtuldu ve kaçmaya başladı.. bu sefer 250 metre sonra otoparkçı valeler adamın üstüne çullandı ve yakaladılar. Polis otosu geldi, durumu belirttim. Karakola gittik.
1 saat sonra diger bana kapıyı acan ama benimle konusmayan adamı da paketleyip getirmişlerdi. adamın cep telefonundaki whatsapp mesajları başka lüks saatlerin görselleri ve videoları ile doluydu.. Baya kendimi nitelikli, organize dolandırıcılık olayının içinde buldum..
Tek başıma, bilmediğim insanların yerlerine gitmenin de saflık olduğunu biliyorum ama bazen insanın basireti bağlanıyor herhalde. Benimle telefonda konuşan adamın numarası sahipsiz çıktı, o da zaten piyasada yok. bir tane sahte ehliyet çıktı üstlerinden ve sonuç olarak, mahalleli yardımıyla, rolex'i kurtarmış oldum.
Polis'ten duyduğum, geçen aylarda yine böyle benzer bir olay olmuş, ofise gel diye satıcıyı çağırıp, bankada sorun çıktı internette, saati kasaya koyalım, gel birlikte bankaya gidelim eft yi yapalım orada diye, saati kasaya koyuyorlar, binadan çıkıp bankaya gider gibi yapınca alıcı kılıklı şerefsiz bir anda koşup kaçıyor, satıcı adamı yakalayamayıp şikayetçi olduğunda mekana gittiklerinde kasanın arkasının delik olduğunu, yan daireden delik açıp Rolex'i öyle çaldıklarını da anlattı.
Ben hep bu akıl tutulmalarının nasıl olduğuna hayret ederdim, dün başıma geldi. 38 - 39 yaşında bir birey olarak, bir daha asla başkasının mekanına tek başına, satış yapmaya gidilmemesini öğrenmiş oldum. son saniye jeton düşmesiyle de rolex'i kurtardığım için bileğimi feci burkmuş olsam da kovalamacada, şu anda verilmiş sadakam varmış diyorum.
Dikkatli olun arkadaşlar.
Sevgiler,
C.
Dün (14 Haziran 2021) başımdan geçen bir olayı özetlemek istiyorum. Eşimin Rolex'ini sarı renkli satış sitesine de ilan vererek satışa koymuştum.
Pazar günü beni sesi tok, konuşması çok düzgün biri aradı, kendini Ercan olarak tanıttı ve mimar olduğunu Bursa'da şantiye işleri olduğunu belirtlerek çok fazla pazarlık yapmayı sevmediğini belirterek son fiyatı sordu. Aklımdaki fiyatı belirttikten sonra geri arayacağını söyledi ve dün sabah mesaj attı, Kadıköy'de saatçim var oraya gösterebilir miyiz, sonrasında eft yapar hallederiz işlemi dedi..
Saatin garantide olduğunu, TR'de muhattabın Rhodium oldugunu belirtmeme ragmeni, paranın kolay kazanılmadığını yüksek meblağlar olduğunu ve gelin bir çayımızı kahvemizi için işlemi halledelim diyerek ısrar etti.
Ben de bir akıl tutulması ya da basiretimin bağlanmasıyla tamam dedim. Dün oglen sıralarında yel değirmenindeki konuma gittim. Saçma sapan bir adres ve bina olduğu için yanlış mı geldim diyerek adamı aradım ve "ben 2 dakika bir bankaya çıktım, muhasebe sorumlumuz İbrahim Bey yukarıda o da saatten anlar, sizi bekletmeyelim, baksın, eft yapsın işlem bitsin, bir de çay için ben de yetişeyim tanışırız" dedi..
Kapıyı bir adam açtı, yukarıda ibrahim bey bekliyor sizi dedi. eski tip döner merdiven tipli Kadikoy yapısı, iğrenc bir ofis tipinde bir yere girdik, Avşa Adası Güneş Motel irtibat bürosu" yazıyor kapıda. Ne mimarlık ne de inşaat işi vs bir ibare yok, benim akıl hala tutuk. Adam dedi, bizim bir otelimiz de var, Covid zamanı kapattık ama burada işlere devam ediyoruz dedi, oturdu masaya cıkardım saati kutusundan eline aldı, baktı tertemiz saat dedi, TL karşılıgı yollayabilir yimiz ben Ercan Bey'e saatin onayını veriyorum dedi, sözde herhalde konusur gibi yaptı, kapattı, IBAN'ınınızı yazar mısınız dedi, siz yazın benim yazım çirkin dedigimde ellerini titrediğini gostererek, saglık sorunum var, iyi yazamıyorum dedi. Ben telefondan ibana bakıp yazmaya çalışırken hafif ayaklandı adam, bu arada saat kutusunun içinde masa uzerinde duruyor. isim bitince yazmayla, kagıdı adama uzattım, 2 dk musade edin muhasebeye ileteyim hemen geliyorum eft islemi bitsin hesabınızda gorun alısveris tamamlansın dedi, tamam dedim ben salak gibi.. adam odadan cıktı.. 5 sn gecmedi, arkamı dondum bir baktım kimse yok, basım masaya dondu ve orada yıkıldım.. saat yok.. adam ben ibanın rakamlarını okumaya calısırken hehralde saati caktırmadan koltuk altına aldı sakladı..
O can havliyle merdivenlerden hızla inerek apartman kapısını actıgımda adamları son saniyede hangi sokağa girdiğini gördüm, arkalarından bağırınca hızlarını artırtılar, ben de arkalarından sokakta hırsız var hırsız var diye bağırarak mahalleliden yardım istedim, yollarını ayırdılar, ben, benimle konusani takip etmeye basladım, mahalleli gencler adamı tam yakalacaycakken, adam kendini yere attı ve yüzünü kaldırıma sürrtü kendi bilerek ve kaşını gözünü yardı (darp edildim diyordu sonrasında) adamı yakalayınca elinde saatin olmadığını gördüm, polisi aradim 155'i, o esnada, bana yaklastı, "birak polisi aramayı senin torbayı attım sokaga, git al onu bas git bırak beni" dedi.
Mahalleli cocuklardan birine rica ettim, gidip yola bakar mısın diye, 2 dk sonra bir posetle icinde kıyafetlerin ve en altında benim rolex'in kutusuyla icinde oldugunu gordum.. Polisi beklerken elimizden yine kurtuldu ve kaçmaya başladı.. bu sefer 250 metre sonra otoparkçı valeler adamın üstüne çullandı ve yakaladılar. Polis otosu geldi, durumu belirttim. Karakola gittik.
1 saat sonra diger bana kapıyı acan ama benimle konusmayan adamı da paketleyip getirmişlerdi. adamın cep telefonundaki whatsapp mesajları başka lüks saatlerin görselleri ve videoları ile doluydu.. Baya kendimi nitelikli, organize dolandırıcılık olayının içinde buldum..
Tek başıma, bilmediğim insanların yerlerine gitmenin de saflık olduğunu biliyorum ama bazen insanın basireti bağlanıyor herhalde. Benimle telefonda konuşan adamın numarası sahipsiz çıktı, o da zaten piyasada yok. bir tane sahte ehliyet çıktı üstlerinden ve sonuç olarak, mahalleli yardımıyla, rolex'i kurtarmış oldum.
Polis'ten duyduğum, geçen aylarda yine böyle benzer bir olay olmuş, ofise gel diye satıcıyı çağırıp, bankada sorun çıktı internette, saati kasaya koyalım, gel birlikte bankaya gidelim eft yi yapalım orada diye, saati kasaya koyuyorlar, binadan çıkıp bankaya gider gibi yapınca alıcı kılıklı şerefsiz bir anda koşup kaçıyor, satıcı adamı yakalayamayıp şikayetçi olduğunda mekana gittiklerinde kasanın arkasının delik olduğunu, yan daireden delik açıp Rolex'i öyle çaldıklarını da anlattı.
Ben hep bu akıl tutulmalarının nasıl olduğuna hayret ederdim, dün başıma geldi. 38 - 39 yaşında bir birey olarak, bir daha asla başkasının mekanına tek başına, satış yapmaya gidilmemesini öğrenmiş oldum. son saniye jeton düşmesiyle de rolex'i kurtardığım için bileğimi feci burkmuş olsam da kovalamacada, şu anda verilmiş sadakam varmış diyorum.
Dikkatli olun arkadaşlar.
Sevgiler,
C.