TSF - Türkiye Saat Forumu - Dünya'nın En Çok Ziyaret Edilen Türkçe Saat Sitesi

schavelle yazdı:Bir lüks segment saat markası için (bence) en prestijli garanti sonsuza kadar bakım, tamir ve parça garantisi; ayrıca üretilen ve satılan her saatin kayıtlarının (plan, proje, tasarım, üretim ve kime satıldığı vs.) saklanılacağının garantisidir. Patek gibi.

Üzerinden 150 yıl da geçse, teknoloji ve üretim metodları da değişse her parça, mekanizma, kayış, kristal vs. ne kadar egzotik metaryalden yapılırsa yapılsın bulunabilir veya aynısı tekrar üretilebilir. Eski tamir, ölçüm ve üretim makineleri saklanır, bakımları yapılır, yeni ustalar yetiştirilir ve klasik metodlar yeni jenerasyonlara aktarılır.

100 yıllık bir Tourbillon veya Minute Repeater su baskını veya yangından zarar bile görse, ağaç veya mineral kadranına kadar ilk günkü haline geri döndürülebilir. Hiç bilinmeyen bir Vintage saat örneği piyasaya düşerse saat markası seri numarasından kime hangi tarihte hangi bayisinden satıldığını ve her parçanın bilgisine ulaşabilir. Bir açık arttırmaya girecek saatin otantikliğinin ve konfigürasyonunun doğruluğunun garantisini verebilir. 100 yıllık bir saati Chrono spesifikasyonlarına geri döndürebilir.

Zirve bence budur. Yoksa (yine bana göre) tıpkı bir fabrika gibi bu kadar kompleks bir saat, bir çakı veya çakmak gibi 20 yıl veya ömür boyu garanti ile satılmak zorunda değildir. Klasik otomobil ile karşılaştırılabilir. LeMans kazanan bir Porsche 917'yi 40-50 yıl sonra mekanikler ilk yarışındaki haline getirebilirler ve siz de bu araçla yarışabilirsiniz. 25 yıl dayanamayacak parçalar değişir. Yakıt deposunun bile ömrü vardır. Tabi bu servislerin ücretini de aracın sahibi karşılar.
Bu bağlamda saate geri dönecek olursak belki 5 yıl veya ilk periyodik bakıma kadar garanti yeterli olabilir. Ürünü alır almaz bozulmayacağın mesajını vermek için. Sonrasında tıpkı otomobil gibi bakımları yaptırılmalıdır. Hiç bakım yapılmayan dünyanın en iyi saatini 20 yıl çalıştırırsanız zarar verebilirsiniz. Garanti bu durumda ne işe yarar? Sadece faturasını alıcıya değil üreticiye çıkarmış oluruz.
Sürdürülebilir bir ekonomik model oluşmalı ki bütün üreticiler ve alıcılar bu sistemden faydalanabilsin.