razz » 17 May 2013, 21:29
Polisaj aslında oldukça hassas bir mevzudur ancak -defalarca belirttiğim üzere- malesef TR'de bu mevzuya gösterilen hassasiyet saatlerin kıymetiyle ters orantılıdır.. Esnafın neredeyse tamamı, ticaret amacıyla ellerinde geçen saatlerde en ufak kılcal çiziğe dahi tahammül edemedeğinden defalarca polisaj gören saatler fabrika hatlarından ciddi şekilde uzaklaşmaktadır..
Alışveriş seçimlerini bu esnafla sınırlı yapmaya alışmış, yine bu esnaf tarafından yönlendirilen saat severler, orijinalliği bozulmuş bir saate yüklü bir miktar para verdiklerinden bi haber, tertemiz(!) bir ürüne avantajlı ikinci el fiyatıyla kavuştuğunu düşünmektedir.. Benim gibi mevzunun vehametinden ziyadesiyle haberdar olan kullanıcılar ise polisaj gördüğü için istediği ürünü almakta tereddüt etmek ve/veya kötünün iyisine razı gelmek gibi seçeneklerle başbaşa kalmaktadır..
Mevzunun teknik boyutuna değinecek olursak durumu şu şekilde özetleyebiliriz;
Saatin kasasında veya bileziğinde oluşan çiziği yok etmek için - mat veya parlak farketmeksizin - öncelikle yüksek aşındırıcı özelliğe sahip mat brose ile işlem yapılır.. Mantık olarak doğru olmakla birlikte " saatin orijinaline sadık kalarak mümkün olduğunca çizikleri azatmak/yok etmek " olarak hedeflenmesi gereken bu işlem " her ne olursa olsun çiziksiz saat elde etmek " gayesiyle yapıldığında geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açar zira yanlış proporsyonla aşındırılan parçanın geri dönüşü yoktur..
Kalın brose ile yapılan işlemin sonucunda yüzeyin özelliğine göre mat ise ince brose tatbik edilerek, parlak ise parlatma keçesi tatbik edilerek parçanın orijinal yüzey formu geri kazandırılır.. En son çapak ve cila kalıntılarından arındırmak için polisaj gören parçalar yıkanır ve sonrasında kurutulur..
Parlak yüzeyler mat yüzeylere nazaran daha başarılı uygulamalara imkan veriyor gibi görünse de aslında dikkatli gözler için mat yüzeylerle aynı derecede hata gösterecek yapıya sahiptir.. " Nasıl olsa parlak.. " zihniyetiyle adeta yarı ömrüne gelmiş kalıp sabun gibi yuvarlanmış bir Rolex Daytona lug'ı, en az doğru numarada mat broseyi yine doğru açıda tatbik etmeden polisaj gören bir Sea Dweller lug'ı kadar kötü durur..
Polisaj mevzusu, zaman içinde inceleme fırsatı bulunan örnek saat sayısı ve biraz da bu konuyla ilgili hassas olmak ile gelişen, oturan bir kavramdır.. Hiç umursamadan, mutlu bir şekilde kötü polisajlı saat takmak da mümkündür, sırf polisaj görmüş diye çok istediğiniz bir saati alamamak da.. " Cehalet bir erdemdir.. " sözünü hatırlatan bu durum tamamen kullanıcı özelinde şekillenmektedir..
Altın ve Titanyum çeliğe nazaran daha yumuşak yapıda olmaları itibarıyla azami dikkat ile polisaj yapılması gereken materyallerdir.. Özellikle altın saatlerin genelinin parlak olduğunu hesaba katarsak, polisaj nedeniyle orijinal hatlarından uzaklaşmamış ikinci el, masif altın bir saate TR'de denk gelmek hayaldir denebilir..
Ben şahsen bir saat ne kadar çizik olursa olsun ( mecaz anlamda konuşmuyorum ), polisaj yapılMAması taraftarıyım.. Çizik benim için dert edilecek bir durum değil.. Siz aksini istemediğiniz sürece 7/24 bileğinize takılı duran metal bir objeyi zaten çizmeden kullanmanız mümkün değil.. Haliyle bu konuya takılmakta çok da bir mana göremiyorum hele ki orijinalliği bozulmuş bir ürün ile başbaşa kalma riskiniz varsa..
" The difference between men and boyZ is the price of their toyZ "