Sahte saat mevzusu benim de hoşlanmadığım bir durum..
Mesela buraya bir ara bir "hıyar" musallat olmuştu, dikkat edenler hatırlar.. Kolundaki saat ile altındaki araba arasında bir orantı kurup iki sonuca varmıştı.. Bunu bir örnek üzerinden anlatmak istersek; 1) adam eğer Ford Focus kullanıyorsa ve kolunda Rolex varsa saat taklittir.. 2) adam eğer Ford Focus kullanıyorsa ve kolunda Rolex varsa ve saat orijinalse onun bu durumunu açıklayan özdeyiş " ayranı yok içmeye, tahtrevanla gider.. " Aynı adam beni 2.gruba dahil etmiş, benim verdiğim cevaplar karşısında saçmalamış, niye Ferrari almadığımı sormuş, hatta beni Maserati almaya davet etmişti.. Ha bu arada farklı paylaşım gruplarında aynı adamın Fiat Linea'sıyla ikinci viteste 100km/s yaptığını gururla anlatması, üslubu, hitabı, Türkçe'si ve diğer özellikleri ile bana sağlık sektöründe geçirdiği uzun yıllar sonrasında hastalarının(!) etkisi altında kaldığını, hatta neredeyse onlardan birine dönüştüğünü düşündürmesi ayrı bir eğlence olmuştu..
Oysa ki bu "hıyar" olayı biraz mantık çerçevesinde incelemiş olsaydı ( ki aslında içgüdü demem gerekir, malum artık o mevcut ) insanların "taşıt" kavramına farklı baktıklarını, herkesin ihtiyacı ve imkanına göre bir otomobil seçip onu kullanmakta özgür olduğunu ve bunun için de kimseye bir hesap verme mecburiyetinin olmadığını anlardı.. Saat konusunda oldukça meraklı ve hatrı sayılır koleksyonu olan bir arkadaşım Kia Sorento'sunu kullanmaktan çok memnundur ve TR şartlarına uygun bir 4x4 olduğundan bahseder.. Ofisimin bulunduğu binanın sahibinin Jaguar, Land Rover ve diğer birkaç markadan farklı otomobilleri vardır.. Saati öğrenmek için iPhone 2Gsine bakar..
Aslında sahte saat takanlara farklı örnekler verilebilir..
Örneğin; kardeşimin çalıştığı şirketin dept. sorumlusu bir BMW E60 5 Series kullanıyor.. Eşinin de RangeRover Sport'u var.. Fakat adam sahte bir Rolex takıyor, ve bunu açıkça söylemekten kaçınmadığı gibi " ben bir saate o parayı verecek kadar enayi miyim? " diye de böbürleniyor.. İşin ilginci bu adamın altında çalışanlar bu hareketi adamın bir uyanıklığı, başarısı, sözümona kıvrak zekasının göstergesi olarak görüyorlar.. Oysa benim nazarımda görgüsüzlüğün cümle içinde kullanılmış halinden başka bir şey değil bu..
Sahte saat takıp bu saatlerin orijinallerinin kaça satıldığını bile bilmeyen, biri söylediğinde ise "dünya düz" söylemine yakışacak ifadeyle bakan yurdum insanı da var.. Bu traji komik sıfatına layık bulduğum durum yukarıda bahsi geçen "hıyar" örneği kadar nev-i şahsına münhasır değil ancak kardeşimin dept. sorumlusu örneğiyle başabaş bir görülme frekansına sahip..
Yine üzücü konulardan biri de sahte ürünler konusunda uzmanlaşıp, saat bilgisini bu yön doğrultusunda geliştirmeyi doğru bulan kullanıcılar.. Mesela forumumuzun değerli üyelerinden gürçağlar arkadaşımız Rus menşeili saatler mevzusunda uzmandır benim nazarımda.. Yazdığı her yazıyı zevkle okur, üslubuna ve bilgisine hayran kalırım.. Yeri gelir hakkında paylaşım yaptığı saat 40 liralık bir saat olur, yeri gelir 30 ancak yine benim için kendisinin Vintage Rolex konusunda uzman birinden farkı yoktur.. Aynı zevkle okur, öğrenirim.. Zira uğraştığı, anlattığı saat orijinaldir..
Saat merakı imitasyonla gelişen kullanıcıların da yine söyleyecek, paylaşacak bilgileri vardır ancak hepsi sahte saat özelinde yoğunlaşmıştır.. Yeri gelir ETA-2836 kullanan taklidin Seagull'a olan üstünlğünden bahseder, yeri gelir kolundaki sahte Daytona'nın içindeki "çalışan krono" yani Uzakdoğu klonu 7750'yle övünür.. İşte bu kullanıcılar da yine benim gözümde kollarındaki imitasyonlar kadar kıymetlidir..
Sonuç olarak taklit ürün kullanmak benim için gülünç duruma düşmek demektir.. Zira bir anlayan muhakkak çıkar
