“I don’t wear a Tank to tell the time. In fact, I never wind it. I wear a Tank because it’s the watch to wear.”
yani takilacak saat referansimiz buydu ^^
İlk Cartier Tank 1917de Louis Cartier tarafından tasarlanmış ve kullanılmıştı, 1919da da piyasaya sürülmüştü, yanılmıyorsam 1. Dünya savaşından kısa bir süre sonra. Tabii avantajı savaş durumuydu, artık centilmenler falan gitmiş, savaş anında, acil bir durumda ceplerini karıştırmak yerine direk koluna bakıp saati söyleme dönemi gelmişti.
O zamanlarki Tank mekanik kurmalıydı, daha sonra 2004te Quartz ve 2012de de otomatik versiyonları yayınlandı.
Aralarında çok bir fark yok, Quartz olanı 31x24.4mm (ladies olarak geçiyor). 34.8x27mm (erkek olarak geçiyor). Otomatik olan ise sadece 40.85x31mm olarak var ve bir de tarih göstergesi var. Ben tabii ki otomatik hakkında konuşmayacağım o yüzden bilgi yeter.
Asıl olay benim için kurmalı mı yoksa quartz mıydı, ölçüleri arasında 1mm fark olması, ve mekanik olanın digerinin 2.5 katı fiyat olması dışında benim için pek de bir farkları yoktu özünde. Tabi bunlar küçümsenecek farklar değil ama zaten quartz hiç saatim yoktu bunu da göz önünde bulunduruyorum (asker saatimi saymıyorum) Zaten 8 sene garantisi var, ve benim de hele bu aralar bir sürü spor çelik saatim var, hepsi de otomatik tabi bir de butikte sadece şu anda quartz olanı vardı, kurmalı istesem beklemem gerekecekti. Ama tabii ki bu kadar manidar bir saatin kurmalı olması biraz daha mantıklı da geliyordu, zira kurmak saatle o an bütünleşmek ona can vermek gibi bir şey, daha bi bağlıyor sizi daha bi özel hissediyorsunuz size aitliğinden emin oluyorsunuz. Frankenstein ın canlandırılma sahnesi gibi. Ve tabi ki cartier diyince direk kurmalısı aklar gelir.
Gidip denedim ve çok hoşuma gittiğinden direk aldım quartz saati. Kendisi rose gold, kayışı deri olmasından da mütevellit her gün kullanmayacağım aşikar olan bir saatti. Hatta bu ara o kadar saat arasında kaldım ki, daha dün akşam hepsini bi önüme serip, benim için en iyi Harry Potter filmi olan Azkaban Tutsağını izliyordum, sizlere de tavsiye ederim Alfanso Cuaronun yönetmenliği asla stabil olmayan kamera hareketleri ve hikaye anlatmı efsanedir. Neyse konuya dönersek tüm saatleri takıp takıp biraz denedim, bu kadar arada kaldım yani, sonra kararı sabah giyeceğim gömlem/tshirte bıraktım. Siyahsa çelik, daha bordo kırmızı falansa cartier takacaktım. Zaten uykum çok geldi filmi de yarıda bıraktım.
Ha bu arada neden bu kadar "dress" bir saat, şimdiye kadar hep çelik spor takan biri için niye bu?? Mantıklı bir soru evet, bu konuda affına sığınarak Kerem abiyi suçlayacağım, kendisinin müthiş koleksiyonu ve bir kaç çelik saati olanlara artık bir sarı dress lazım demesi benim kendi kendime gelin güvey olmama sebep oldu ve kafam oralara çok kaydı.
Görece ekonomik ve çok da manidar bir saat olunca da kalbimi fethetti açıkçası Rose gold Tank. Belki zaman içerisinde, daha çok kullanırsam asıl saat olan 18K sarı altın olan Louis Cartier olanı da alabilirim ama tabi ki bunu alırsam kesinlikle 80lerde üretilmiş bir vintage olmasını tercih ederim. ya da ne kadar eski olursa o kadar tercih ederim. Ama bir yandan da bu saati movementi için değil özünde tasarımı için rengi için duruşu için almış biriyim, bu sebeple şimdilik doğru seçimi yaptığımı düşünüyorum.
O halde simdilik az foto, ancak yarin daha fazla ekleyecegim.