Bir süre öncesine kadar çekmecemde cansız bir şekilde yatan 3 adet hatıra yüklü emektarı Bengisaat'in titiz çalışmalarıyla tekrar hayata döndürmüş bulunuyoruz. Bu mutluluğu sizlerle paylaşmak için önce saatlerin bakımdan önceki hallerini sonra da bakımdan sonraki hallerini sizlerle paylaşmak istedim. Öncelikle saatler hakkında kıssaca bahsetmek istiyorum;
İlk fotoğrafını paylaşacağım DAMAS Babam 1944 yılında doğduğunda Rahmetli Dedem tarafından alınmış. Bizim Ailenin böyle bir huyu var, her doğana yeni bir saat. Tabi Babamın aklı yetene kadar Dedem bu saati kullanmış ve maalesef bozana kadar da Babam'a vermemiş, ta 1975 yılında Babam'a saati teslim etmiş. Saat o günden bu yana hiç bakım görmemiş. Babamın dediğine göre Dedem bu saati koluna taktığı zamanlar yolda yürürken sol kolunu asla sallamazmış, bir yere çarpmasın diye galiba. Babam Damas'ı takma şansını yakalayamayınca Lise yıllarında (1958-1960 lı yıllar sanırım) ikinci fotoğrafta ki Nacar alınmış. Yıllarca çok yoğun kullanılan bu saat çok fazla yıpranmış. Hatta Saat bana geçtiğinde hurdaya dönmüştü (Cengiz Usta anlatır durumunu). Neyse, lafı fazla uzatmıyorum, üçüncü saat ise nispeten daha yeni olan Seiko 5, Kayınbabamın Babasına ait, Rahmetli ölene kadar takmış bu saati, vefatından sonra hastahane yetkilileri Kayınbabama teslim etmişler kolundan çıkarıp rahmetlinin. Yani anlıyacağınız bu üç saatinde manevi değerleri maddi değerlerinin çok ama çok üzerinde. Hal böyle olunca da onları işin ustasına teslim etmek gerekiyordu.
şimdi sırasıyla eski hallerini görelim;
İlk olarak Damas;

şimdi de Nacar;

son olarak Seiko 5

Ve şimdi de bakımdan sonraki halleri;



Cengiz Ustamla ortak kararımız doğrultusunda mümkün olduğu kadar saatlerin kadranına dokunmadık, mekanizmalarında yapılabilecek en iyi revizyonu yaptık, bu konuda Bengisaat-Cengiz Ustama bir kez daha teşekkür etmek istiyorum, zira çok büyük bir özveriyle, bir dedektif gibi araştırdı,parçaları buldu, topladı ve orjinalliğini bozmadan saatleri tamir etti. Şu anda üçüde Cengiz Beyin tabiriyle "kol kola halay çekiyor". Zaman tutmaları mükemmel.
Bu vesileyle bir husus var belirtmek istediğim, bazen formda bazı arkadaşların Babalarından, Dedelerinden, Dayılarından hatıra kalan saatlere bir değer biçmeye, inceden inceye bu saatleri pazarlamaya çalıştıklarını görüyorum. Bu beni çok üzüyor. Bu saatlerin taşıdıkları hatıralar, sizde ki manevi değerleri duruken maddi değerleri ne ifade eder ki? Bu saatler zamana şahitlik eden birer emektardırlar. Biraz daha saygıyı hak etmiyorlar mı?
Saygılarımla