Baran yazdı:İnsan aklının alabildiği düşünebildiğimiz herseyin birgün gercekleşeceği ve varolduğu düşüncesi üzerine fikirlerinizi alabilirmiyim?
Bu aslında felsefedeki "idealizm" düşüncesine yakın bir düşünme şekli. İdealizm var olan her şeyi düşünceye bağlar ve ondan türetir, düşünce dışında nesnel bir gerçekliğin varolmadığını söyler. İdealizme göre bütün maddi gerçeklikler düşünce sayesinde vardır. Bunun modern şekli "öznel idealizm" dir ve kurucusu George Berkeley'dir. Berkeley idealizmine göre biz dünyayı algıladığımız sürece dünya vardır. Eğer gözlerimizi kapatırsak dünya yok olur. Bugün kuantum mekaniğini Berkeleyci yorumlayan kişiler var. Kuantum mekaniğinde gözleyicinin gözlenen şeye etkisi vardır, gözlediği şeyi değiştirir. Örneğin tek foton demetiyle yapılan bir çift yarık deneyinde eğer gözlem yaparsak girişim deseni oluşmaz, çünkü foton demeti sadece bir yarıktan geçer ve deney tek yarık deneyine dönüşür. Fakat fotonların geçtiği yarıkları gözlemez isek bu defa fotonlar aynı anda iki yarıktan da geçiyormuşçasına perdede girşim deseni oluşturur. Kuantum mekaniğinde ortada bir olasılık kümesi vardır, biz gözlem yaptığımızda bu olasılık kümesinden birisi gerçekleşir, ve biz bize düşeni algılayıp yaşamış oluruz. Berkeley'e gelmeden önce tabi idealizmin kurucusu, piri, padişahı, babası Platon'dan bahsetmek gerekir sanırım. Platon ve İdealar kuramı senin soruna daha güzel bir cevap oluşturuyor bence.
Platon der ki bir "idealar dünyası" vardır, bir de "duyulur dünya" vardır. İdealar şeylerin gerçek kaynağıdır. Bunu açıklamak için meşhur mağara örneğini verir. Mağarada boyunları zincirli, geriye dönemeyen, sürekli önlerindeki mağara duvarını görebilen insanları düşünelim. Mağaranın girişinde bir takım objeler olsun, dışarıdan giren ışık bu objelerin gölgesini mağara duvarına düşürecektir. Mağarada bulunan ve sadece önlerini (mağara duvarını gören) insanlar da bu gölgeleri gerçek "şeyler" olarak algılayacaktır. Aslında gerçek olan "idea" dır. Ancak mağaradaki zavallı insanlar (gerçekte bizler) bunu hiçbir zaman bilemediğimiz için duvardaki gölgeleri gerçek şeyler olarak algılarız. Mağara duvarındaki gölgeler sadece bu ideaların yansımalarıdır oysa. İşte bizim dünyamız da tıpkı bu mağara duvarındaki yansımalar gibidir der Platon. Bizim göremediğimiz bir idealar dünyası vardır ve tüm yaşadıklarımız (nesneler ve olgular) bu idealar dünyasının birer yansımasından başka bir şey değildir.
Senin sorunun cevabı şöyle olabilir: Biz henüz bazı ideaların yansımalarını görememiş olabiliriz...
Felsefede idealizm ve materyalizm ayrımı çok derin bir ayrımdır. Bu iki farklı düşünce geleneğini savunanlar birbirlerini genelde pek sevmemişlerdir, bugün de sevmezler..
"Evrende en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir." - A. Einstein