Ben sevindim ülkem için ilk başta. Haklı talepler var çünkü.
Çünkü ülkede espri, yaratıcılık, Çarşı, değişik görüşlerin birleşmesi güzel.
Cumartesi İnönü Stadı'nın önünde yanan minibüse müdahele eden itfaiye aracına saldırınca herifler gidelim buradan dedim arkadaşıma. Bu vandallığa seyirci olamam, müdahele etsem orada büyük ihtimalle dayak yerdim. Şunu bilin heryer şu anda Taksim Gezi Parkının içindeki mutlu, paylaşmacı, barışçı kitaplar okunan ortam değil. Heryerde, her olayda masumiyet yok. Gözümün önün kaldırım taşı kırp polise atan adamın özgürlük talebi falan olamaz. Onlar da şunu yaptı falan da denilemez. Şiddet nerden gelirse gelsin çığ gibi büyür, çoğalır.
Ve daha kötüsü son birkaç gündür Ankara'da olanlar o sevimsiz bayrakları ile Taksim'i de kirleten, heryerden kendilerine propaganda fırsatı yaratmaya çalışan aşırı solcu grupların pervasızlığı ile kirleniyor.
Bu başlık altında saygısız, küfürlü, kinayeli yazılar yazanların öncelikle insana saygı prensibinden hareket etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Saygısızlık, dalga geçme, nobranlık ve hakaret etme insana yakışmıyor. Hiçbir konuda sadece siyasette değil.