Çocukluğumdan beri saatlere karşı bir ilgim vardı zaten fakat 4-5 yıl öncesine kadar sadece basit bir ilgiydi..Kayınpederin 30 yıldır kullandığı Seiko nun suya düşmesiyle ve ben bir saatçi bulup yaptırırım dememle işler değişti.Saati bir saatçiye götürdüm adam açtı ve gayet güzel kullanılmış sanırım 80 öncesi dedi ve ekledi bir 50 yıl daha kullanılabilir...Bu söz bana çok ilginç geldi.Saat 30 yaşından fazla ve muhtemelen benden daha çok yaşayacak..
İşte böylece bir merak başladı.Kayın pedere saati yaptırdığımı fakat saatini çok beğendiğim için saklamak istediğimi söyledim.Hemen itiraz etti tabiki.Ama bir hatıra olarak saklamakta ısrarcı olduğu ve kendisine istediği yeni güzel bir saat alacağımı söyledim..Bir saatçiye gittik ve satıcının övgüleri sayesinde bir Romanson aldık .

Sonra sonra saat maceram başladı.Çok saatim yok fakat sağdan soldan bütçeme göre saatler aldım..
Bu arada saat hastalığına yakalandım.Gelen her müşterinin,cefede restorantta ,trafikte kolunu her sarkıtan adamın saatine bakıp markasını anlamaya çalışmaktan utanıyorum..Çoluk çocuk,yaşlı genç,kadın erkek demeden bakıyorum...
Saygılar..