
Elimde, kolumda herhangi bir ağırlık olmasından rahatsız olmaktan mıdır, yoksa öğrencilik ve kariyerin ilk zamanlarının getirdiği bütçesel nedenlerle kalbur üstü olarak nitelenebilecek markalara sahip olamamaktan mıdır tam emin olmamakla birlikte aldığım saatler (emporio armani guess dg swatch vb) bir kaç gün düzenli taktıktan sonra kenar köşelerde kalır, zamanı gelince de eşe dosta hediye edilir şeklinde devam ederken geçtiğimiz aylarda ilk 5 haneli satış rakamlı saatimi aldım ve kolumda hiç bir ağırlık hissetmeden düzenli takmaya başladım demek ki konu kalbur üstü olmasıymış diye kendi kendime kanaat getirdim

Şimdilerde üretilmeyen bir panerai modeli pam213 aldım (ikinci el), spor ve şık duruşuyla severek kullanıyorum, üretilmemesinden kaynaklı değeri artacağını düşünmek haz veriyor (haklı mıyım emin değilim).. Geçtiğimiz ay da aslında uzaktan uzağa pek hazzetmediğim Rolex markası ile hemhal oldum ve 16520 zenith makineli 1996 patrizzi daytona aldım, 0'ı ile aynı fiyat olmasına rağmen saatin bir hikayesi olması beni cezbetti, şimdilerde devamlı kolumda o var, Rolex'le barışmış oldum ama başka bir model alır mıyım bundan sonra? Şu an için cevap sanırım hayır.
Ve geçtiğimiz hafta... -Rolex dünyasına girince aynı zamanda çelik bileklikle de tanışma ve barışma gerçekleşmiş oldu- Yine bir göz gezdirme yaparken Patek Stainless Steel Men Nautilus 5726/1A-001'i gördüm ve çarpıldım. İkinci elini bulmak zor olacağı için sanırım bir kaç aya 0 bir 5726 alacağım..
Bu kadar hızlı saat dünyasına (yeni adım atmış olmakla birlikte) girince derin ve güzel muhabbetin döndüğü bu foruma yazmamak ve yazanlara teşekkür etmemezlik yapamazdım.
Emeği geçenlerin eline sağlık, ve tekrar merhaba.