Selamlar dostlar, aşağıda incelemesini okuyacağınız saat, epeydir edinmek istediğim “Tuning Fork” mekanizmalı bir saat, aklımda Bulova Accutron vardı ama çok şükür Allah’a ki daha da iyisi nasip oldu. Beni epeydir bu kadar heyecanlandıran bir saat olmamıştı.
Saatimiz “Tuning Fork” mekanizmalı ve hem çok temiz kondüsyonu, hem de kadran konfigrasyonu ile çok nadir denk gelen/gelebilecek bir “Tissot Tissonic” elbette hemen saatimizi incelemye geçmek isterim. Fakat herhangi bir “Tuning Fork” mekanizmalı bir saatin incelemesini yaparken bu sistemin mucidi olan Bulova firmasının Accutron modeline değinmeden geçmemeli diye düşündüm ve incelemeye bu efsane modelden bahsederek başlamak istedim.
Temelleri 1875 yılına dayanan ve Çek asıllı bir Amerikalı tarafından New York merkezli olarak kurulan Bulova firması, 1950 yılında saflarına yetenekli bir İsviçreli mühendis olan Max Hetzel’i kattı. Bu yetenekli abimiz 1952 yılında Elgin ve Lip firmalarının ürettiği ve tanıttığı elektrikli/elektronik saatleri incelemekle görevlendirildi.
Bahsi geçen Elgin 725 mekanizma;

Bahsi geçen Lip R27 mekanizma;

Max Hetzel gerekli incelemelerini yaptı ve o döneme kadar saatçilik endüstrisindeki sözde! en önemli buluş olarak tanıtılan/reklam edilen bu saatlerin aslında çok da hassas zaman tutmadığını ve de daha iyisini yapabileceklerini firmasına rapor etti. Kabaca raporunda şöyle dedi; Bu arkadaşlar elektronik kol saati yaptık diye yaygara kopartıp piyasadan parsayı toplamak istiyorlar ama yaptıkları saat halen bildiğimiz klasik balans çarkı ile çalışıyor, ve zaman tutması da herhangi mekanik saatten daha iyi değil, aslında yaptıkları; tulumba çarkı yerine pil ve bobin kullanmaktan öte bir şey değil. Dedi

İlk Accutron prototipi ahşap bir kasa içine çalışılmış.

Bu temel üzerine çok çalışan Max Hetzel ve arkadaşları 1959 yılında Accutron 214 ismi verdikleri elektrikli/elektronik saatlerini, günlük maksimum 2 saniye, aylık 2 dakika sapma değerinde çalışabilir hale getirdiler, mekan ise Maiden Lane/New York’daki Bulova firması idi. 1960 yılında mekanizmanın tanıtımını yapıp aynı yıl seri üretime geçtiler.
İlk seri üretim Bulova Accutron 214 mekanizması:

Şimdi ise yavaş yavaş gelelim Tissot Tissonic saatimize doğru

Temelleri 1853 yılına dayanan Tissot firması, saat endüstrisindeki istikrarlı ve başarı getiren duruşu ile kendisini 1970’li yıllara taşımış ve kaliteli saatlerini nispeten uygun fiyata müşterileri ile buluşturarak başarısını pekiştirmekteydi.
1970’li yıllarda pek çok firmanın yaptığı gibi, Tissot firması da yukarıda bahsettiğim ve Bulova patentli Accutron mekanizmayı bugün için özel saydığımız bazı modellerinde kullandı. ETA firmasında, yine mucidi Max Hetzel tarafından geliştirilip, ulaşabileceği en üst seviyeye getirilmiş, adeta mükemmelleştirilmiş bu mekanizma “Tuning Fork” aleminin adeta Rollce Roys’u yada benim değişimle Cadillac’ı olarak görülüyordu. Bu mekanizma saniyeyi 300 eşit parçaya bölebilen ve günlük 1sn. aylık 1dk.’nın altındaki sapma değerlerine kavuşarak son halini almış ve yeni ismi olan ESA 9162/9164 numaraları ile anılıyordu, bu iki mekanizma arasındaki tek fark ise; 9162: sadece tarih, 9164 ise: tarih ve gün göstergelerine sahiptir bu neden ile tek bir mekanizma olarak da anabiliriz ki bizim saatimizdeki örnek 9164’dür.
Omega firması da aynı mekanizmayı bazı modellerinde kullanıp kadranına 300hz.’e ithafen 'f300hz' yazmakta idi. Kullandığı bu mekanizmaya da kalibre kodu olarak 1260 numarasını işliyordu.
Örnek bir Omega Geneve f300 modeli;

Bu fotoda da mekanizması mevcut. Omega firmasının değişi ile cal.1260;

Benim açımdan işin güzel yanı ise; Omega’nın kullandığı mekanizmalar prinç malzemeden mamul iken, Tissot Tissonic modellerindeki mekanizmalar çelik üzerine rodyum kaplamalı olarak üretiliyordu. Tissot firması da Tissonic saatlerinin mekanizmalarını 2010 kalibre kodu ile envanter edip, yine mekanizmalarının üzerine bu kodu işliyordu.
Bazı Tissonic mekanizma örnekleri;



Elimizdeki saatimize gelirsek;

[url=http://hizliresim.com/A3lGgB]

Saatimiz yastık kasa yada nam-ı diğer cushion case ve kasası çelik, çelik kasanın üstü fırçalı/mat ve kenarları parlak, kasanın üzerinde, mika camı çevreleyen tırtıklı bezeli (fluted bezel) mevcut ki, bu bezel parlak ve göz alıcı görüntüsünü alabilsin diye, prinç üzeri beyaz altın kaplama olarak üretilmiş. Peki neden çelik bir saatte bu parçayı prinç kullanmışlar diye soracak olursanız; prinç malzeme altın kaplamayı çeliğe kıyasla daha iyi ve uzun süreli tutar.
Bu arada, saatimize elimdeki mavi kayışlardan birini taktım ve karşılıklı kahvemizi içtik


Kadrana gelince tek kelime ile can alıcı (pardon, iki kelime oldu

Aşağıda toka ve tepe detayları da dahil olmak üzere bazı fotoğraflar ile sizleri baş başa bırakıyorum dostlar. Bu saat ve mekanizması üzerine yazacak pek çok şey var daha ama şimdilik sizleri sıkmamak adına incelemeyi biraz kısa kestim. İmkan buldukça saatimizin fotoğraflarını ekleyeceğim inşallah. Umarım beğenerek okumuşsunuzdur.
Saygı ve Hürmetlerimle...






