Dolar kurları nedeniyle bir süredir saat piyasasına uzaktan bakıyordum, yazılanları keyifle okuyordum. Öyle oldu böyle oldu derken gözümü kararttım ve koleksiyona yeni bir saat kattım..
Tudor Black Bay 58 ilk günden beri radarımda olan bir saatti, 2-3 kere gittim geldim, koluma taktım denedim fakat bir türlü evet işte budur diyemedim. Standart siyah black bay tasarım ve hissiyat olarak çok güzel olmasına rağmen özel bir saatmiş gibi hissetmedim.
Sonra bir gün Tudor gümüş BB çıkarıyor haberini okudum ve daha saati görmeden saati alınacaklar listeme ekledim. Neden bilinmez bana böyle ufak "espirisi" olan saatler çok ilgi çekici geliyor. Omega Seamaster'ın kadranında ZrO2 yazması gibi küçük detaylar..vs Üstelik bronz gibi yıllandıkça değişen metallerle duygusal bağ kurmak daha kolay gibi geliyor. Örnek vermek gerekirse, gitar çalıyorum ve yıllandıkça boyası eskiyen, elimi kolumu koyduğum yerlerde cilasının azaldığı gitarlarım benim için son model ışıl ışıl gitarlarımdan daha kıymetli..
Neyse uzatmayalım, saatin gümüş olması, yeşil mi, gri mi ne olduğu belli olmayan rengi zaten aşık olduğum BB tasarımıyla birleşince aşkın meşke dönüşmesi uzun sürmedi.

BB58 ile yazılan tüm yorum ve incelemeler bu saat için de geçerli olduğu ve zaten çok uzun yazdığım için sadece farklarına değinmek istiyorum.
Öncelikle saatin yan tarafları da fırçalanmış durumda, ben çelik modellerde de fırçalanmış çeliği parlatılmıştan daha çok sevdiğim için benim için önemli bir artı.
Gümüş çeliğe göre daha yumuşak bir metal olduğundan çizilmelere karşı daha hassas ama günlük kullanımda şimdilik bir kaza yaşamadım.
Saat yaklaşık 1 ayda bir tık parlaklığını kaybetti, bununla ilgili youtube da bolca video mevcut, diş macunu başta olmak üzere bazı maddelerle yıkandığında eski parlaklığına kavuşuyormuş ama ben açıkcası bu halini daha çok sevdim. Bahsettiğim parlaklık kaybolması eski kararan gümüş takı..vs gibi değil bu arada, zaten Tudor, bu saatin kararmayacağını iddia ediyor.
Lume inanılmaz iyi, bugüne kadar sahip olduğum saatler içinde en iyi lume bunda diyebilirim, tüm gece okunabilir vaziyette.
Saatin rengi biraz alışılmışın dışında olduğu için kontrast oluşturabileceğiniz kayışlarla adeta patlıyor ve çok şık duruyor, tam bir strap monster. Ben şimdiden 4 adet nato aldım.
Saatin kendi orjinal deri kayışı (tokası da gümüş) çok şık ve farklı bir renge sahip, içini de kauçuk kaplamışlar, bugüne kadar kullandığım en rahat deri kayış diyebilirim. Ben yine de deri kayışı diver ruhuyla, en azından yaz sıcağında bağdaştıramadığım için natoya döndüm.
Saatin yurt dışında çok farklı kayışlı fotolarına rastladım, Espresso brown rubber favorim

Fratello Stockton'un taktığı yeşil tropical rubber da çok hoş

Bu da benim şimdilik favori natom

Şimdilik metal bilezik opsiyonu yok, olsa ilginç olurdu diye düşünüyorum..
Saatin arkası şeffaf, hiç bir özelliği olmayan mekanizmayı görebiliyorsunuz: ) Tudorun bu mekanizması diğer BB mekanizmalarından kod olarak farklı, neyi güncellemişler diye merak ettim, sadece base plate dedikleri parça daha büyükmüş. Normalde çevresinde başka bir çerçeve varmış fakat şeffaf kapakta kötü gözüküyor diye onu kaldırıp ana plakayı biraz büyütmüşler.
Saat gümüş olması nedeniyle boyutuna göre biraz ağır, nato ile kullanırken ilk başta biraz zorlandım açıkcası fakat artık farkında bile değilim.
Biraz dağınık bir yazı oldu, umarım ilgilenen arkadaşlara faydası olur.