Komik bir itiraf ama analog saat okumayi ancak ilkokul son sinifta ogrendim, o da liseye giris sinavlarinda soru cikiyor diye

Birkac yil boyle gecti. Sonra israrlarima dayanamayan annem bir yurtdisi gezisi sonrasinda, kendisine, abime ve bana aldigi 3 swatch saat ile dondu. Sec bakalim dedi. Tum gun dusundum. Sonunda uzerinde Dantenin Nel Mezzo Del Cammin Di Nostra Vita sozunun oldugu yanlis hatirliyor olabilirim - yari seffaf saati sectim. Bu saat beni en az 2-3 sene oyaladi. Sonra Swatch Ironylerim oldu. Universite birinci sinifta ogrenim bursumdan biriktirdigim ciddi bir tutar ile Sirkeciden hayrani oldugum Seiko Kinetic serisinden ilk saatimi aldim. Arkadaslar cilgin misin, o kadar para verilir mi dedi ama sonra teknik aciklamalarimla onlarin da agzini acik biraktim. Sanirim en cok taktigim saatlerden biri olmustur. Diver saat hayranligim da o zamanlar basladi. Yaptigim reklam ile en yakin birkac arkadasima da Seiko aldirdim.
Sonra internet yayginlasti. Universite son sinifta Ebayi kesfettim. Ve fark ettim ki Sirkeciden binbir pazarlikla aldigimiz modelleri yari fiyatina yurtdisindan almak da mumkunmus. Detaya girmeyecegim, kendime onlarca saat getirdim, cilgin gibi her ay saat aliyordum. Sonra baktim ki yeni saat alma istegi bitmiyor, fon yaratmak icin GGda koleksiyonumdan saat satmaya basladim. O siralar bu sekilde fazla satis olmadigi icin iyi de kar ettim. Zaman gectikce Swatch sonrasi isvicre saati hayranligim nuks etti. Tissot PRS 516 aldim. Hakkini vermek lazim, gercekten guzel saatti. Sonrasinda Omega avlamaya basladim. O siralar hayalimde olan iki saat vardi, Submariner ve Moon watch. Her ikisi icin de yeterli butcem yoktu, bu yuzden uygun fiyata Seamaster Bond Quartz bulunca atladim hemen. Arkasindan Moon Watch, Submariner derken sunu fark ettim, bu tutkuda doyuma ulasmak diye birsey yok. Bu yuzden surekli avlanmaya devam ettim, ediyorum...
Basa donecek olursam, dedim ya bu isten ne kazandim, kaybettim diye... Kaybettigim sey excelde net olarak gorunen kucuk bir servetti. Kazandigim ise istedigim saati internetten almak icin gunlerce arastirma yapmanin getirdigi merak, sonrasinda yurtdisindan gelecek kucuk bir paketi bir sevgili gibi beklemenin getirdigi sabirsizlik, o kutuyu acinca duyulan heyecan, icindeki saati taktikca ve o saat hakkinda yeni bilgi ogrendikce artan gurur, ve elbette biraz gozden dusen saati kuzenlere hediye ettigimde onlarin gozunde gordugum mutluluk... Kisaca dunyanin en ozel hobisi.