canayaz yazdı:Öncelikle zaman ayırıp cevap veren herekese çok teşekkür ederim. Anlıyacağınız üzere sadece amatör bir saat kullanıcısıyım.
Tissot kelimesini duyunca biraz canım sıkılıyor. 2003 yılında aldığım TISSOT TXL SEVEN T60.1.588.51 model saatimin geçen yıl pil değişimini sıradan bir yerde yaptırdıktan sonra içine su kaçmasıyla saatim pert oldu. Saatçi, eskiyen kapak contasını değiştirmediği için. Yoksa Tissot markasına karşı ayrı bir sempatim var her zaman.
Forumda okuduğum kadarıyla daha çok otomatik saatler tercih ediliyor gibi geldi bana. Ben Tissot'u yaklaşık 40% iskonto ile o zaman bayilik yapan bir arkadaştan temin etmiştim. O yüzden şu an liste fiyatı 1000 TL olan bir saati yaklaşık 500-600 TL'ye alabilirmem gerekiyor diye düşünüyorum. Ancak arkadaşın bayiliği bırakması benim açımdan pek iyi olmadı.
Tissot Heritage ve Tissot Le Locle modelleri tasarım olarak çok hoşuma gidiyor. Ancak fiyat segmentleri çok yüksek.
Çok ucuz ve insana güven veren otomatik saatler de var. Pilli saatlere karşı değilim, senelerce kullandım, ancak mekanik saatlerin ayrı bir havası vardır, canlıdır onlar adeta. Bir kere mekanik bir saatin cazibesine kapıldınız mı zamanın tatlı sularından yüzmeye başlarsınız. Sadece saatin kendisi ile değil arkasındaki felsefe de işin içine girer çünkü. Mekanik saat bir kültürdür, salt mekanizmaya da indirgenenez. Tarih, felsefe ve bilimin el ele verdiği sanat eserleridir bunlar, hangi zaviyeden baktığınıza bağlı.
Manevi babamın -hakkını ödeyemem- oğluma hediye ettiği Seiko 5 mesela, her tanıdığıma öneriyorum, bence mükemmel bir saat. Hiçbir eksiği yok. Şurası şöye olabilirdi, burası böyle olabilirdi filan denilebilir ancak dediğim gibi mekanik bir saat olarak insana verdiği duygu bambaşka. 9 Yaşındaki oğlum ile bu saate hayranız! Düşünün aramızda seneler var, kültür ve yaşanmışlık farkı var, ancak rotorun dönüşü, kadrandaki sayılar, saniye iğnesinin pıtır pıtır ilerleyişi en pahalı saatlerde de temelde aynıdır zaten.
Orient var ayrıca yukarıda da bir arkadaş önermiş zaten. Onlar da şahane saatlerdir.
[Zaten aradan biraz zaman geçsin, gönül gözünüz de açılacak ve kendi saatinizi aramaya başlayacaksınız. Bunu bir kehanet olarak bir yere not edin.
