afl yazdı: bu güzel horoloji sohbetine kapı açtığın için teşekkürler

İnsanlar birbirilerinin görüşlerinden fikirlerinden çok etkileniyorlar, yönleniyorlar. Sadece TSF için konuşmuyorum, her platformda bu böyle.
Buradan örnek verecek olursam; bir
dönem öncesine alınan saatlerin ikinci el değeri hakimdi. Hep karşısında durduğum bu fikir hareketine sahip çıkan üyelerin çokluğu nedeniyle net tarih bile verebileceğim bir dönemdeki kutu açılışları neredeyse birbirinin aynısı. (hellhound bu duruma vurgu yapmış olabilir) Bahsettiğim dönemden bir öncesinde ise sert bir Seiko muhalefeti mevcuttu vs. vs.
Farklı modelleri objektif şekilde değerlendirmeye, tartışmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum bu yüzden bu başlık benim içinde çok değerli

Kalıplardan çıkarak yapılan, sebep sonuç ilişkisi ile şekillenen her
satır bu bilgi platformunda ölümsüzleşiyor
Unutulmamalı ki bu forumu sadece aktif yazanlar okumuyor. Bir çok yeni hevesli, bilgi almak isteyen kişi şu anda forumun derinliklerinde dolaşıyor
Şu modeli almalı mıyım? sorusuna
alma satamazsın ya da
o paraya Submariner alınır veya
paranıza yazık demek bilgi paylaşımı değildir, olmamalıdır.
Mesela Mert'in yazısında benim daha önce bizzat farkettiğim ama marka ile hiç ilgilenmemişlerin bilemeyeceği bir detay var.
MertYe yazdı: Seramik kasa parlaklığından ötürü sanki biraz daha ben buradayım sinyalleri veriyor çevreye. Tabi her seramik parlak anlamında söylemiyorum fakat bu model üzerinde böyle en azından.
MertYe yazdı:Hublot'nun kullandığım 2 ayarı oldu birisi tam bileğime yapışıyor hatta hafif sıkıyor ama kesinlikle UN'deki gibi çıkarınca bi acı vermiyor bana ve ağrıtmıyor fakat yine bilekte iz bırakıyor. Bir tık gevşetirsem bilekte hafif oynuyor zaten kesinlikle sıkma gibi sıkıntıda yaratmıyor.
Olumlu olumsuz bilgi paylaşımı budur
(Amma dolmuşum..)
Her türlü saat itinayla takılır.